Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

SOSYOLOJİK DEVRİM VE GÜLPINAR GERÇEĞİ!

07 Nisan 2024 - 01:47 - Güncelleme: 07 Nisan 2024 - 02:56

SOSYOLOJİK DEVRİMİN YOLU! 

Ülke ve dünya tarihi aralarında ekonomiye, toprak paylaşmaya, yeraltı veya yerüstü zengin kaynaklara, ideolojilere, renklere dayalı birbirinden farklı sayısız savaş zaferlerini, devrimleri tozlu sayfalarına not eder. Hatta bu nedenler arasında aşk ve dahi futbol maçı bile vardır. Belki de en çarpıcı olanı İngiltere'de yaşanan Kuzeyli/Güneyli savaşıdır. 

Benim hayata bakış açımda bir savaşta kazanan yoktur ve tek kaybeden halklardır, insanlıktır ama bir tarafın kazanırken adını zafer koyduğu büyük savaşları ayrı yerlere koymak gerek. 

Büyük savaş zaferlerinin yanısıra siyasi, kültürel, ahlaki, mental, ekonomik hatta bilim ve spor alanlarında da büyük devrimler gerçekleşmiştir. Bu devrimlerin hemen hepsinin büyük acılara ve sancılara sahne olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Bu savaşlar ve zaferler haritaları, dünya nüfusunu, yaşam biçimlerini, ekonomiyi, kültürü, sanatı, idelojileri yani yaşama dair her şeyi değiştirmişlerdir. Tek bir şey hariç; hepsinin ardından hatırda kalan lider ve komutanlar olmuştur. Öyle ki o lider ve komutanlar birer ulusal kahramandır, heykelleri dikilir çünkü onlar geleceğin de aydınlık müjdesidirler. 

Sevgili Dostlar; yukarıdaki örneklerden giriş yapmamın sebebi birkaç gün önce sona eren ve de sadece Şanlıurfa'da değil, tüm ülkemizde 20 yıl sonra bir çok şeyi değiştiren 31 Mart Yerel Yönetimler Genel Seçim'ini daha iyi okuyabilmek.

O BELEDİYE BAŞKANİ DEĞİL ARTIK! 

Evet, hangi işi yaparsanız yapın; sizi başarıya götürecek altın kuralların başında büyük resmi görmek ve küçük kareler arasına sıkışan mesajları iyi okumaktır. 

Bu bağlamda Sn. Mehmet Kasım Gülpınar'ın Ak Parti'nin kalesi olan yıkılması ciddi bir mucize gerektiren Şanlıurfa'da kazandığı zaferi ve bu zaferin şifrelerini iyi okumak gerekiyor.

Öncelikle şunu söyleyeyim: Gülpınar'ın seçim zaferi öyle iktidara karşı kazandığı
 şöyle başarı, böyle başarı şeklinde, içinde hepimizi yanıltacak ego kokan söylemlere sığmayan ve sadece coğrafyamızda değil ülke sınırları içinde eşine az rastlanacak bir sosyolojik devrimdir.

Ne dedim, devrimlerin ve zaferlerin kahraman ve liderlerinin heykelleri dikilir, haklarında destanlar yazılır ama asker ve emekçileri ya toprağın altındadır ya üzerine basılan birer figüran. Çünkü başınız yoksa, aklınız, aklınız yoksa cesaretiniz yoktur. İşte Gülpınar bu devrimin başı, aklı ve cesaretidir. 

İşte ben bu büyük devrimin üzerine basılan bir figüranı olarak anlatıyorum. Bu devrimin kıymetini bilin. Gülpınar'ı küçük, lokal beklentiler ile yormayın, engellemeyin! 

Benim on küsür yıl öncesinden başlayan ve 3117 makale, bir kitap, 252 Tv programı 8 bine yakın twit ile anlatmaya başladığım ve karşılığında 4 yıl 17 ay hapis, 42 gözaltı, 1 milyona yakın idari para cezası, 179 kez ifade, hak gaspları, sayısız tehdit, saldırı, hakarete maruz kaldığım bu devrim; bu halkın vicdana, ahlaka, liyakate, dürüstlüğe, vizyona, cesarete olan hasretinin sandığa vuran haykırışıdır çünkü ben daha o  zaman da anlatmaya başlamıştım bu özlemi giderecek tek adamın (liderin) M. Kasım  Gülpınar olduğunu. 

Ne demişim peki, bir hatırlayalım. 

Gülpınar 7 dil biliyor. 
Gülpınar vekil maaşını yoksul, yetim öğrencilere bağışlıyor. 
Gülpınar elindeki gücü ranta çevirmiyor.
Gülpınar tefecilik yapmıyor. 
Gülpınar nepotist değil. 
Gülpınar yalan söylemiyor. 
Gülpınar kırmızk plakalı aracını kullanmıyor. 
Gülpınar dedikodu yapmıyor. 

Gülpınar bu coğrafyanın son aristokratıdır. 

Ben Gülpınar dedikçe sanatıma, kalemime, ekmeğime hatta merhum anneme dahi saldırdılar ama yılmadım. 

Ben anlattıkça halkın özlemi ve beklentisi önce Urfa sonra ülkede ses buldu. 

Hani derler ya; ben bu işin kitabını yazmış adamım. Hah, işte ben de Mehmet Kasım Gülpınar'a adanmışlığın, ona kardeş, yoldaş, dost olmanın, Gülpınar gerçeğinin ve bugün ki zaferin kitabını yazan adamım arkadaş. 

Bu kitabı (Babasının Oğlu MKG) değil ha, felsefesinin kitabını yazdım ve kalbimin bir vazo gibi kırıldığı bu günde bile bundan zerre pişman değilim, bilakis gurur duyuyorum çünkü Mehmet Kasım Gülpınar'ınız yoksa umudunuz da yoktur. 

ÜLKE SİYASETİNİN AKTÖRÜ! 

Bakınız iddia ediyorum: Mehmet Kasım Gülpınar 1 Nisan'dan itibaren Şanlıurfa BŞ Belediye Başkanı değildir! Lütfen ama lütfen ondan beklentilerimizi lokal (yerel) seviyede tutarak, bazı alçakların geçmişte kendisini "3-5 bin oy'u var, Siverek'ten ibarettir" Algıları misali Urfa'dan ibaret görerek hataya düşmeyelim... 

O, sadece bizlere değil tüm ülkeye bu coğrafya insanının kendi kendini yöneteceğinin mesajını ve bu şehrin aristokrat çıkaran bir peygamberler şehri olduğunu ülkeye anlatan adamdır. 

Böyle bir hata, bu coğrafyanın son aristokratı olan Gülpınar'ın üzerinde barındırdığı vasıflara ihanet ve ülke siyasetinde 85-90 milyon insan için yapacağı muhtemel hizmetlere engel koymak olacaktır. 

Göreceksiniz! 

Gülpınar 5 yılı tamamlamayacaktır zira kuvvetle muhtemel bir erken genel seçimde başrol oyuncusudur artık. Sırasıyla önce Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun siyasi ağabeyi, lideri sonra ülkemiz siyasetinin 90 milyona ilkeli siyasetin öncü ismi olma adayıdır. 

Yeri de zaten BŞ Belediye Başkanlığı değil minimum bakanlıktır. Oraya laiktir çünkü vizyonu, duruşu ve cesareti o çıtadadır. Gülpınar adalettir, vicdandır, ahlakdır, cesarettir, vizyondur, barıştır, kardeşliktir ki ülkenin özlemi de bunlaradır. 

Bu vesile ile ön yılı aşkındır ağabeyim, 3 Nisan itibari ile Sn. Başkan ve kalbi dua dileklerimle gelecekte Sn. Bakan Gülpınar'a tüm kalbim ile şehrimize, coğrafya ve ülkemize yapacağı hizmetler için başarılar, zihin ve yol açıklığı diliyorum. 

Sosyolojik Gülpınar Devrimi masalının nacizane (zarar verici...) anlatıcısı olarak burada kendisi ile artık çok farklı hayat mücadelelerinde belki tesadüfen karşılaşacağız belki ama kalbim, duam daima kendisi ile beraber olacaktır. 

Belki televizyon belki müzik belki edebiyat mecralarında veya belki de sadece Gülpınar için içime hapsettiğim kendi ideolojik ideallerimin uğruna yola çıkacağım. 

Ben şimdi ve yine yeniden belki başka bir mecrada yeni bir devrimin umudu ve lideri olacak ismin hikayesine başlayacağım. 

Yine mahkemeler, yine baskılar, yine zulüm yine zafer ve yine kalp kırıklığı, yine koca bir yalnızlık ama olsun. 

Bu gurur bana yeter. 

Sevgiyle kalın....

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.