Malum Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sn. Erdoğan partisinin Şanlıurfa ilçe belediye başkanı adaylarını açıklamak için Şanlıurfa'daydı. Haklı olarak YRP BŞ Belediye Başkan adayı Mehmet Kasım Gülpınar'ın ülke gündemine giren, yüz binlerce insanın sevgi seli gibi meydana aktığı mitingi sonrası tüm gözler Erdoğan ve aday tanıtım toplantısına duyulan ilgideydi.
Aslında değişen bir şey olmadı. Yine ücretsiz toplu taşıma araçları yine meydana gelin baskısı ile salon ve civarına gelmiş belediye çalışanları, işçi ve memurlar yine bedava dürüm + ayran ile toplatılmış ama bu kez buna rağmen oldukça cılız bir kalabalık.
Dün sabah evimden çıkarken hanımın elime tutuşturduğu çöpleri atacak çöp bidonu bulamadım zira aylardır bizim evin önünde duran ve leş gibi kokan bidonlar kaldırılmış, yollar süpürülmüştü!
Kapatılan caddeler, yollar, yüzer metre mesafede duran barikatlar ile 3 milyonluk şehir gün boyunca trafik işkencesine maruz bırakıldı.
Dediğim gibi belediye personeli + memur + aileleri ile doldurulan 5 bin kişilik spor salonu ve civarına tıkıştırılmış 10 bin maaşlı ile geçen aday toplantısını izledik.
Yine başta TİKTOK olmak üzere; sosyal medya mecraları, komedyenler ve ulusal medyanın diline düşen birbirini itmeler, el etek öpmeler ile koca Urfa'yı zavallı gibi sunan bir programı ibretle izlerken üzülmemek elde değildi.
Şahsen Sn. Cumhurbaşkanını izlerken bir kez daha gördüm ki ki Sn. Cumhurbaşkanının Urfa siyaseti ve dinamiklerine dair zerre bilgisi yok. Geçmiş seçimlerde olduğu gibi yine yalan, yanlış bilgiler ile kandırılan bir Cumhurbaşkanı izledim.
Benim için en komiği de Sn. Cumhurbaşkanının ''bu ne coşku'' diyerek övdüğü cılız alkışlar oldu.
Gerçek şu ki; Mehmet Kasım Gülpınar'ın halkın çağrısına kulak verip meydana inmesi Şanlıurfa'da sadece dengeleri değil, programları bile bozmuş durumda ve Erdoğan'ın ziyareti bize gösterdi ki Mehmet Kasım Gülpınar bu seçimde zafere en yakın isimdir artık.
İsterseniz Sn. Cumhurbaşkanının biraz sitem ama bana göre kandırıldığını hala anlayamadığı cümlesine gelelim: Ne dedi Erdoğan;
-Yakın zamana kadar bizimle yol yürüyen ama şimdi ayrılan arkadaşlara dair söyleyecek çok sözüm, boşa harcayacak zamanımız yok!
Ben bu sözün son cümlesine dair iki kelam etmek isterim. ''Boşa harcayacak zaman'' meselesi yani.
Kanımca Sn Erdoğan'ın en anlamlı cümlesi bu oldu ve sonuna kadar haklıydı aslında zira biz Urfalılar yıllardır Ak Parti'nin irademizi yok sayıp başka illerden abi atamaları ile zamanımızı hiç ettik...
Haklıydı Erdoğan zira bu şehir her gün biraz daha rant, ihale yolsuzlukları, rüşvet, torpil, tefecilik lağımında gaye kuyusuna döndüğü halde seyredip boşa harcadık zamanımızı.
Gerçek şu ki; bugüne kadar Ak Parti Genel Merkezinde yer alan bazılarının Urfa'daki rant çarkının birer halkası olup Urfalı'ların iradeleri ile adeta alay etmelerini hala görmüyor Cumhurbaşkanı. Bizim de bizi görmeyenlere verecek saniyemiz, boşa harcayacak zamanımız kalmad artık.
Ne demişti Metin Külünk?
Şanlıurfa Ak Parti ile ileri gideceğine 20 yıl geriye gitmiş! Bunu söyleyen yıllarca Ak Parti milletvekilliği, MKYK Üyeliği ve son olarak İstanbul BŞ Başkan adayıydı. O halde yeniden ileri adım atmak ve zamanımızı boşa harcamamak için Sn. Cumhurbaşkanımızın tavsiyesine aynen uyacak ve zamanımızı boşa harcamamak için Mehmet Kasım Gülpınar ile yol arkadaşlarını başkan yapacağız.
85 Milyon insanın Cumhurbaşkanı, onlarca seçimden zafer ile ayrılmış Receğ Tayyip Erdoğan'dan daha iyi bilecek değiliz her halde. Elbette onun ''Boşa haracayacak zamanımız yok'' uyarısını Urfa ve Urfalılara olan sevgisi ve yapılamayan hizmetler ile yaşadığımız mağduriyetleri görüşüne bağlıyor ve Sn. Gülpınar ile zamanımızı doğru kullanacağımız önerisine kalben katılıyorum.
CANPOLAT DÜŞMANLIĞI!
Gelelim yerel seçim boyunca adeta Şanlıurfa'nın 100 yılı aşkın sornlarının tek suçlusu gibi gösterilmeye çalışılan, alçakça, belaltı ve iğrenç iftiralar ile saldırılan Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat meselesine:
Birileri aylarca sosyal medyalarından:
1- Mehmet Kasım Gülpınar'ın Mehmet Canpolat'ı istemediğini ve salt Canpolat karşıtlığı üzerinden siyaset yürüttüğünü kasten paylaştı.
Oysa Mehmet Kasım Gülpınar'ı az biraz tanıyanlar bilirler ki Gülpınar asla kişiler üzerinden politika yapmaz. Gülpınar politikacı değil zaten ve Gülpınar'ın tüm siyasi kariyeri ülkesinde, kendi coğrafyasında başta mazlum, mağdur, fakir fukara olan kesimlerin dertlerine çözüm üretecek siyaset üretmek olmuştur.
Dolayısı ile Mehmet Canpolat veya bir ara adı zikredilen Mahmut Kaçar gibi herhangi bir isme karşı tezvirat yapmak Gülpınar'ın hayat anlayışına tersti zaten.
Ha, kimlerin bu ve bundan beter tezviratlar ile yıllardır Ak Parti Genel Merkezini yanılttığını zaten biliyoruz.
Bu iddiada bulunalara sormak isterim:
-Sizlerin iddialarına bakılırsa Mehmet Kasım Gülpınar'ın YRP'ye geçmemiş ve BŞ Adayı olmaması gerekmiyor muydu?
Demek ki neymiş; Mehmet Kasım Gülpınar'ın meselesi Canpolat değil, halkın iradesine saygı meselesiydi.
2- Mehmet Canpolat'ın Büyükşehir Belediyesi için birilerine 500 milyon vaadettiğini de iddia ettiler...
Kimse bu iğrenç, ahlaksız iftirayı sorgulamadı bile. Kimse demedi ki
-Ortada verilmesi vaadedilen 500 milyon varsa, bunu talep edenler de vardır. O halde bu rakamı isteyen kim?
Canpolat'ın 500 milyon lira ile BŞ Adaylığı pazarlığı yaptığı yalanı aslında alttan alta dönen pazarlıkları örtmek miydi? Diye sorası geliyor insanın.
3- Mehmet Canpolat'ın binlerce işçiyi para karşılığı işe aldığını iddia ettiler alçakça! Kimse de çıkıp diğer belediyelerdeki işçi alımlarına dair tek kelime etmedi, neden?
Çünkü amaç Mehmet Canpolat ve Mehmet Kasım Gülpınar üzerinden algı yaratıp gerçek ayak oyunlarını gizlemekti.
4- Mesela hiç kimsenin aklına yıllar önce Jandarma baskını ile ele geçirilen 4,5 milyonluk rüşvet skandalının Ankara'da kim, kimler tarafından nasıl örtbas edildiğini kaleme almadı ama Mehmet Canpolat'da dair tek bir bilgi, belgeye dayanmayan iftiralar havada uçuştu.
5- Mesela hiç kimse son olarak bir ilçemiz için birilerinin yakınlarına ödendiği iddia edilen 50 milyon rüşveti konuşmadı ama Canpolat'a 500 milyon iftirası atmak kolaydı. Daha doğrusu İBAN'lara atılan rakamlar Canpolat'a iftira atmanın duygusal gerekçeleriydi.
Ben bugün değil, yıllardır Mehmet Kasım Gülpınar'ın vizyonuna, dürüstlüğüne, bilgi birikimine, cesaretine, duruşuna gönül vermiş ve bu uğurda kellemi verecek kadar yanındayım. Dolayısı ile Mehmet Canpolat artık benim için rakip bir belediye başkanı adayıdır. Ama ben hepsinden önce insanım inssan...
Bu şehirde dönen onca alçaklığı, rüşveti, yolsuzluğu, ahlaksızlığı, pazarlıkları, imar vurgunlarını görmeyip tüm suçu Canpolat'a atmayı kabul etmem!
Mehmet Canpolat'a yapılan algı operasyonlarının tüm gerekçelerini, kim ve kimler tarafından yapıldığını anlatmaya devam edeceğim.
FACEBOOK YORUMLAR