Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

REZİL ALÇAK SAPKIN ÖSÖ !

04 Mart 2024 - 12:33


Şanlıurfa'nın temel sorunlarını masaya yatırdığımızda her birinin kör düğüm haline geldiği sayısız başlık çıkar karşımıza.

1- EĞİTİM-SİZLİK!

Birilerinin yakınlarına rant ve makam bahçesi haline gelen Şanlıurfa eğitiminin içine düştüğü içler acısı halini hepimiz biliyoruz.

Uzaya adam gönderdiğimiz, milenyum çağı denilen ve Z kuşağının yapay zeka ile dans ettiği bir süreçte hala 50-60 kişilik sınıflarda neredeyse tamamı branş dışı, yeni öğretmenlerle dolu derme çatma okullar var Urfa'da.

Karaman'ın, Kahramanmaraş'ın ayağa kalkıp kabul etmediği için makama oturamadan şehirden ayrılan il milli eğitim müdürü var Urfa'da.

İl Milli Eğitim Müdürülüğüne çökmüş sözde bazı STK başkanlarının rant için çocuk tacizine sahip çıktığına bile tanıklık etti bu gözler.

Kış aylarında çocuklarımızın zehirlenmesine neden olacak kalitesiz kömürlerin bile ranta dönüştüğünü biliyoruz.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosundan müteahhitliğe terfi edip korkunç rakamlarla daire satanları duyduk.

Şanlıurfa Ak Parti Milletvekilinin kardeşi olmak öğrencisi olmayan fakülteye dekan olabilme rantını sağlıyor bu şehirde.

Sonuç mu; medeniyetin beşiği Şanlıurfa okuma yazma ve üniversiteye giriş anlamında 81 il içinde 79. sırada...

2- TEFECİLİK SARMALI!

Tefeciliğin bu şehirde kan davası ve toplumsal olaylardan çok daha fazla can ve mal kaybına neden olduğunu hepimiz biliyoruz ama ne hikmetse bilmesi ve sonlandırması gerekenler bilmiyorlar.

3- ALTYAPI SARMALI!

Karasal iklime sahip ve çöl sıcakları altındaki Urfa'da az biraz şiddetli yağmurların can alabildiği rezil bir altyapı var...

Tüm bunların yanında ülkede doğum oranı en yüksel il olmasına rağmen kadın doğum uzmanı yok, hastaneler yetersiz ve insanlarımız hala komşu illerin yollarına düşmüş durumda.

Fahiş fiyat politikası ve uygulamaları ile şehrimizde tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getiren enerji şirketleri nihayetinde sanayimizi ve esnafımızı da iflas noktasına getirdi.
Şanlıurfa'yı ortaçağ karanlığına iten enerji şirketi kaçak kayıp adı altında adeta Urfa halkını sömürmeye ve hukuksuz bir gelir elde etmeye devam ediyor ama kimseden çıt yok.
Bir yandan kaçak elektirik kullananlara ağır cezalar ödenip tahsil edilirken öte yandan aynı cezalar masum abonelere pay ediliyor ki bu evrensel hukukta suçtur, hak gaspıdır, hırsızlıktır.

Tüm bunların yanında su, yol, işsizlik, mevsimlik tarım işçileri, kan davaları gibi gibi sayısız sorunların ortasında mucizevi hayatlar yaşıyoruz aslına fakat pek görmek istemediğimiz ve aslında tüm bu sorunların daha da büyümesine, üstünün örtülmesine neden olan bir gurup var: Gazeteciler!

İHTİYAR ŞANTAJCI SAPKIN GAZETECİLER!

Şanlıurfa'da tüm bu sorunları demokratik bir şekilde masaya koyacak ve iktidarı çözüm noktasına itecek güçlü bir muhalefet olmadığını biliyoruz. Bu durumda halkın toplumsal sorunlarını gündeme taşıyacak ve iktidarı, ilgili kurum ve kuruluşları harekete geçirecek ter güç yerel basın kalıyor elimizde ama maalesef bu şehirde bazı siyasiler kalemşör, sapkın, şantajcı, hırsız bir basın gurubu yaratmış durumda ve şehir onların yüzünden her gün biraz daha bataklığa sürükleniyor.

KART ZAMPARALAR!

Mesela bu şehirde onurlu gazetecilik mesleği dışında kalan ne kadar onursuzca iş varsa yapan ve bunlar üzerinden para kazanan bir güruh var desem, ne dersiniz?
Evet, sitesi FETÖ'den kapatılmış, yaşı kemali eşip kefene eren, eski bir Yeşilçam aktisini şehre getirip siyasilere pazarlayan yani gavatlık mesleğini icra eden adamın birine duayen gazeteci diyorlar.

Ne hikmetse bu şehrin iler gelen tüm siyasileri bu adamın ofisi ve evinden çıkmıyorlar.
Evini, ofisini, arabasını, bankadaki tüm mal varlığını bu siyasilere borçlu. En garibi de ne biliyor musunuz; hepsini de birbirine düşürüyor ve kimse de bunun farkında değil.
Bu sapkın, şantajcı ihtiyar oturup yarım sayfa makale yazamaz zira üniversite mezunu gençlere yazı yazdırdığını biliyoruz.

Mesela onurlu gazeteci kimliğini manen kazanmasını sağlayan, evini ve ofisini sağlayan ve uzun yıllardır her ay maaş gibi destek aldığı ailenin arkasından iftira atacaj kadar aşağılıktır bu şahıs.

Evinde oturur, kim yeni bir araba alsa kendi arabasının deposunu fullemesini isteyecek kadar karaktersizdir.

Gazetecilik değil, bildiğiniz birbirine düşürme politikası uygular. Kim daha faza harçlık koysa cebine onun kapısından diğerlerine havlar arkadaş.

Hatırlayınız, bu seçim sürecinde Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat ve Eyyübiye Beledye Başkanı Mehmet Kuş'a yönelik ağır, alçakça algılar yapıldı. İşte bu operasyonun temel direklerinden birisi aslında FETÖ'den içeride olması gerek, kan emici, sömürücü bu şahıstır.

Yine bundan 3-4 yıl önce işsiz, masum ve torunu yaşındaki bir kız çocuğuna yaptığı tacizi yüzüne vurup makamında rezil ettiğim birisi var ki, bu ekibin en sapkınlarındandır.
Sana iş bulacağım ve seni bakanla tanıştıracağım vaadi ile işsiz kızlarımızı taciz eden bu şahıs da şantajdan beslenir ve yağmur nerede ise tarlası oradadır.

Bir gazeteci düşünün ki bu anlayış ile artık şehrin müteahhitlerinden birisi olsun.
Daha geçen yıl evine biber salçası alamadığı için eşinin gazabına uğrayan ama bugün altında lüks arabası, özel şoförü olan adam gazeteci değil, satılık bir troldür.
Gerçek şu ki başını ÖSÖ adını verdiğim üçlünün çektiği ve bu şehirde gazetecilik dışında her türlü ahlaksızlığı üreten bu yapı derhal yıkılmalıdır.

Üniversite mezunu birçok gencimiz iş bulamazken kah pezevenklik yapan kah sosyal medya şifrelerini satıp şantaj ile, iftira ile hayatlarını idame eden bu ahlaksızlara dur deme zamanı çoktan geçti.

Özellikle Mehmet Canpolat'a yönelik aslı astarı olmayan, bütünü ile Ak Parti iç muhalefeti ve rakbetinin algı operasyonlarını içeren, karşılığında ciddi rakamların ödendiği iftiralar işte bu üçlünün şerefsizlik boyutunu aşan sözde gazetecilik anlayışının ürünüdür.

Merak ediyorum, daha geçen gün beni arayıp Ak Parti adına tehdit eden avukat ve dahi bu şehrin değerli savcıları Mehmet Canpolat ile Mehmet Kuş'a yönelik bu şerefsizce algı operasyonları karşısında bu üç ismi de arayıp gerekeni yaptılar mı?

Mehmet Canpolat ve Mehmet Kuş Ak Parti Belediye başkanları değiller mi?
Düne kadar herkesi arayıp otel, biber salçası, telefon faturası borcu için dilenen şahısların altına lüks araba koyacak kadar gözü dönen bu şahısların YRP, CHP, DEM veya başka partiden değil bizzat Ak Parti'den olduğunu duyuyoruz. Peki, kimin parasını bu üç şerefsize veriyorsunuz?

Ekrem Arpak olarak Şanlıurfa kamuoyuna şeref sözümdür. Bu üçü ve onlara benzeyenleri rezil edecek bu şehri bu iğrenç basın anlayışından kurtarmak için gerekirse kellemi ortaya koyacağım.

Bundan böyle ayıp demem, etik demem bu üçünün alçaklığını gösteren tüm belgeleri yayınlarım ve onlara para aktaranları...
Benden söylemesi...
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.