LİSTELER VE ŞİZOFRENLER!

Özellikle Şanlıurfa'da sıkça karşılaştığımız ve ''liste şizofrenleri'' Diye tanımladığım bazı tipler ile ruh hallerini bilimsel olarak anlatabilmem için affınıza sığınarak şizofrenin tıptaki tanımı ile satırlarıma başlayacağım.

''Şizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığıdır. Çoğu zaman yavaş yavaş gelişim gösterir...''

Bu tanımlamadan da anlayacağınız üzere, şizofren kişi veya kişiler sokak jargonu ile tam birer beyinsizdirler fakat sağlıklı düşünemedikleri için karşısındakileri kendileri gibi aptal ve beyinsiz saymaktan, kandırmaya çalışmaktan asla vazgeçmezler.

En belirgin ve sıkça başvurdukları asla olmadığı, olamayacağı komum üzerinden sırasıyla ailelerini, arkadaşlarını, toplumu kandırmaya çalışmak olarak görürüz.

SİYASAL ŞİZOFRENLER!

Bir de benim tanımlamam ile siyasal şizofrenler vardır ve şizofrenin bu vakaları sadece Şanlıurfa'da görülürler. Kısaca temel özellikleri:

* Doğru dürüst iki kelimeyi bir araya getiremezler ama çok iyi konuştuklarını sanırlar.
* Bir BMV, Mercedes alıp, orta ölçekli iş yeri sahibi olunca kendilerini Türkiye'nin sayılı holding sahiplerinden birisi olarak görürler.
* Oldukça şık giyinirler. Daha doğrusu rüküştürler ama onlara göre toplumun en şık isimleri onlardırlar.
* Sapkın ilişkileri vardır ama namus bekçisidirler...
* Dolandırıcılığı çok iyi becerir, ileri derecede iyi yalan söyleme yeteneği ile öne çıkarlar.
* İnanılmaz riyakar, vefasız ve dengesizdirler...
* Birlikte yürüdklerini, davalarını, ideolojilerini çıkar ve makam uğruna anında satarlar.
Ve ne yazık ki bu tipler Şanlıurfa siyasetinde fazlasıyla mevcutturlar...

ERDOĞAN AİLESİNİN DOSTLARIDIRLAR!

Siyasal şizofrenik hallerin en çok dışa vurduğu zamanlar tahmin edersiniz ki genel ve yerel seçim süreçleridir.

Bu süreçlerde ve genel de her seçimde bir moka mutlaka aday adayıdırlar. Aynaya bakmadan, garip bir özgüven duygusuyla hem de...

Genelde Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edroğan ve ailesiyle yakın dostturlar hatta Erdoğan ailesi onlarsız nefes bile alamaz.

Erdoğan ailesinin yanı sıra bakanlar, derin devlet ve de Külliye'de büyük dostları, dostlukları vardır bu beyinsizlerin.

İsitnasız her seçim öncesi yani aday adaylığı sürecinde aynı cümleleri kurarlar...
-Sn. Vekilim; Külliye'deki dostlarım zaten beni listeye koydular. Siz de destek verirseniz kesin listedeyim...

Her seçim de dostları onları listeye koymuştur vefakat ne gariptir ki kocaman Erdoğan ailesi, bakanlar, derin devletin onu listeye koyarken bir şartı vardır ve bu şart genelde aynen şudur:

-M. Kasım Gülpınar sana onay verirse...

Buradan da şunu anlıyoruz ki Sn. Erdoğan ve ailesi aldığı her kararda Sn. Gülpınar'ın onayını almak zorunda. 

Bu cümle size ne kadar saçma geldi değil mi? Evet, haklısınız, çok saçma ama ben 8 yıldır bazı beyinsizlerin bu saçmalıklarını fazlasıyla gördüm, şahit oldum.

Liste açıklanmadan önce genelde M. Kasım Gülpınar veya kime gitmişlerse o kişiler çok değerlidirler. İnanılmaz sözler verilir, övgülerin haddi, hesabı yoktur, kardeşlik, sadakat, vefa, dostluk üzerine namusa varan yeminler edilir. Ne zamana kadar; liste açıklanıp gerçek ortaya çıkana kadar.

Tahmin edersiniz ki bu şizofren arkadaşlar bırakın listeye girmeyi, adları dahi geçmemiştir ama onlar topluma aynen şöyle cümlelerle giderler:

-Ben 4. sıradaydım ( bu bazen 3 bazen 7 de olabilir ama genelde 4'tedirler...) Son anda beni listeden çıkardı.

Lanet olsun ki bu tiplere kızamıyorum çünkü tıbben hasta adamlar. Neylersin bir tür beyinsize de kızılmaz ki...

Sadece bu türlerin ailelerine şaşıp kalıyorum. Yahu insan bir gün olsun eşine, kardeşine, amcasına, dayısına, babasına, evladına; artık o hasta her kimse şunu sormaz mı?
-Arkadaş; madem senin Külliye'de birilerini bakan yapacak kadar derin dostlukların, Erdoğan ve ailesi ile güçlü bağların var; o halde neden liste dışı kalıyorsun sürekli ve kendi listeye giremeyen adam bir başkasını nasıl bakan yapabilir ki?

Malum, aday adaylığı sürecinde 27 gün boyunca Ankara'daydım. Emin olun neredeyse her gün böyle bir şizofrene denk geldim.

Hele iki de bir ofisime gelen biri vardı ki, aklınız durur. Adamın Erdoğan ailesi ile kurduğunu söylediği ilişkiyi ben kurmuş olsam değil milletvekili listesine, ABD başkanlığına oynarım be...

Ama işte gerçek tam da şudur aslında. Külliye veya Ak Parti Genel merkezinde bir kurmay veya bakanın, teşkilat başkanı veya genel başkan yardımcısının çaycısı veya uzaktan akrabası ile tanışmaktadır. O arkadaşlar da genel de bu tür şizofrenleri keklemek için seçimleri beklerler ve hiç değişmez her seçim de bu şizofren arkadaşlar sazan gibi atlarlar.
Dedim ya, o adamlar son bir ayda sıkça geldiler bana. Birisine sordum:

-Neyine güveniyorsun da listedeyim diyorsun?
Şöyle gerilerek, uzun yıllardır Erdoğan ailesi ile kurduğum ilişkilere. Dedi.

-İyi o zaman, Kasım Gülpınar senin için ne yapabilir ki? Zaten en üst seviye de dostların varmış. Dediğimde ise;

-Bana dediler ki, biz de tamamsın, sen Kasım Gülpınar'a git.
Bir akşam yine böyle bir beyinsiz aynı cümleleri kurunca direk Kasım Beyi aradım ve dedim ki;
-Sn. Vekilim; Kültür ve Turizm Bakanı olmam için sadece sizin onayınız lazım...
Tabi ki Kasım Beyi aramadım ve böyle saçmalamadım ama buna yakın iddialarla gelenlere şahitlik edince hayattan soğuyor insan.

Geçen de hayatımda ilk kez adını duyduğum bir arkadaş başka bir arkadaşa anlatıyordu.
- Ben listenin 3. sırasındaydım. Son anda beni listeden çıkardılar.

Konuştuğu arkadaştan utanmasam direk telefonu alıp aynen şöyle derdim:
-Ulan sen eşinin, evladının, ailenin bile sevgi ve saygı duyulacak listesinin ilk üçüne giremeyecek zırtonun teki iken, bu listede nasıl ilk üçe girebildin?

Ha bir de şizofren değil ama hayal dünyasında yaşayanlarımız var bizim. Bir başka yazımda onları da ele alacağım.

Müsadeniz ile Sn. Cumhurbaşkanımız iki el tavla atalım diye aradığı için makaleme burada son vermek zorundayım.

Sahi, ben ki Cumhurbaşkanı ile tavla atan adamım. Neden makale yazıyorum ki?
Hemen kendimi döveceğimdir, size söz...