Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

KASIM RÜZGARLARI!

06 Ekim 2023 - 11:55 - Güncelleme: 06 Ekim 2023 - 18:23

Bir Urfalı, bir Diyarbakırlı, bir Mardinli daha doğrusu bir Doğu veya Güneydoğulu ıslak gözlerle yoksulluğa kurban verdiği çocukluğunu anlatıyorsa; sakın "demogoji" Demeyin zira o gerçekten ta çocukluğundan beri ağır yaralıdır... 

Coğrafya gerçekten kader midir bilmiyorum ama eğer öyle ise bu coğrafyanın insanlarının esmer alınlarına hüzünlü mevsimlerde bitmeyen çilelerle yaşamak yazılmıştır, biliyorum. 

Elbette hayat kimsenin yaşadıklarına, acılarına, yıkılan umutlarına salise dahi takılmadan devam edip gidiyor. Nereye kadar? Bir avuç toprağa düşene kadar...

Elbette ne kadar yaşayacağını kimse bilemez ama bu coğrafyanın bir evladı olarak 50 yıl yaşamak gibi ağır, bitmeyen kavgalardan geçmiş olmanın yorgunuyum. Çocukluğumu, gençliğimi, umutlarımı çalan kahpe bir yorgunluk, onca haksızlık, vefasızlık ama en önemlisi öğretilmiş akraba düşmanlığının altında tuz buz olan 50 koca yıl... 

Açıkçası bu yaşa gelmiş olmayı dahi mucize sayıyorum ve hep diyorum; bu coğrafyanın her insanı birer küçük mucizedirler. Aslında utanmasam bir değil iki baston anca ayakta tutar beni. O kadar yorgunum yani, o denli yorgunuz vesselam. 

Çoğu zaman kendime yetmeyen bu zavallı aklımla kaderimizin içinde debelendiği çıkmazlar kuyusunun sosyolojik, psikolojik, ekonomik, tarihsel gerekçelerini anlatmaya kalkmak haddime değil belki ama hala bazı şeyleri görebiliyorken dile getirebilirim diyorum. 

Yarın yapılacak Ak Parti kongresini de ele alacağım elbette... 

O yüzden de henüz 30 yaşında mesleki kariyerinde çok önemli işlere imza atıp markalaşan, değerli iş adamı, İç Mimar Osman Fındık'ın ricası ve sevgisiyle, muhabbeti, belli ki dik duruşunu sevgili babası Fevzi Önkol'dan alıp üzerine Avrupai bir vizyon ekleyen değerli iş adamı Arif Önkol ile ekmeğini gerçekten taştan çıkaran değerli iş adamı Abuzer Avcı'nın istekleri ile yine, yeniden bir yola çıktım.

Hep derim: "değişmeyen tek şey, değişimin ta kendisidir" Ve ben bu üç değerli kardeşim ile coğrafyamızın değişmeyen kaderine karşı yola çıkma kararı aldık. 

Yeni logosu, yeni adı, yeni yayın anlayışı, kaliteli programları, haberciliği ile bu kör kadere bir çentik atabilsek bile kendimizi başarılı sayacağız. 

Diğer meslektaşlarımıza saygımız, sevgimiz sonsuz ve elbette kardeşiz ama onların hoşgörülerine sığınarak coğrafyada basın yayın anlamında doğan kalite boşluğunu doldurmaya, sessizlerin sesi, sesi çıkanların çığlığı olmaya geliyoruz. 

Bu coğrafya dünyanın en güzel coğrafyası. Bu güzelliğin renklerinin gökkuşağı olmaya adayız. Allah bizi sizlere mahcup etmesin. 

ALTIN FIRSAT! 

Hayat bazen bireylerin, toplumların, coğrafyaların, şehirlerin, ülkelerin önlerine birer altın anahtar sunar... Kanımca yarınki Ak Parti kongresi hem coğrafyamız hem de Şanlıurfa için yarın altın değerinde bir anahtarı ele alma fırsatı olacaktır. 

Sevgili Dostlar; coğrafyanın ulusal ve lokal siyasetinde denemediğimiz kimse kalmadı... 

Okuma yazması dahi olmayanı vekil yaptık, denedik! 

Ağaları denedik! 

Karşılığı olmayanları denedik! 

Hırsızları denedik! 

İhale takipçilerini denedik! 

Din sömürücülerini denedik! 

Dedikoducu, riyakar ve vefasızları denedik! 

Kasetleri olanları denedik! 

Bir avuç onurlu isim dışında kaliteden, vizyondan, merhametten, sevgiden yoksun sayısız siyasetçi denedik ve onlar coğrafyanın kaderine derin bir çaresizliğin, yoksulluğun yanı sıra ahlaksızlığın, sömürünün, ihale vurgunculuğunun, tefeciliğin yıldızlarını taktılar. Onlar zenginleştikçe biz yoksullaştık. Sonra da çıkıp bizlere yoksulluğun şehitlik mertebesi ile eş değer olduğunu yutturmaya çalıştılar. Oysaki bizden çaldıkları ile lüks malikhanelerde oturup milyonluk arabalara binenlerin teki bir gün olsun bizimle oturup bulgura kaşık salllamadı... 

Teki bile yoksul olup şehit olmayı seçmedi... 

Tüm bu çıkmazların bitmesi, kör kaderin değişmesini sağlayacak ve coğrafyayı aydınlık yarınlara taşıyacak tek bir profilin arkasında duramadık: M. Kasım Gülpınar... 

Oysa ki; Mehmet Kasım Gülpınar'ın vizyonu bu coğrafyanın turizmi, sanayisi, eğitimi, sağlığı ve kültürel yaşamının yeniden huzurdan, refahtan, çağdaş bir anlayıştan yana rüzgar misali esmesi demek... 

Oysa ki; Mehmet Kasım Gülpınar'ın dürüstlüğü: Yalanın, riyanın, ahlaksızlığın orta yerinde çekişen tüm değerlerimizin yeniden ayağa kalkması ve adaletin rüzgarlarının esmesi demek. 

Oysa ki; Mehmet Kasım Gülpınar'ın bilgi birikimi şehrin ekonomisinin doğru yapılanma ile şaha kalkması demek. 

Mehmet Kasım Gülpınar, üzerine ölü toprağı serpilmiş bir coğrafyanın yarınlara dair tek umut rüzgarıdır dostlar. Bu bağlamda şehir ve coğrafya olarak bu kongre ve dahi yaklaşan yerel seçimde Mehmet Kasım Gülpınar'dan başka seçeneğimiz yok. 

Ya yalancı şehitler olup yoksulluğun dibinde çürüyeceğiz ya Gülpınar ile hep beraber aydınlığa çıkacağız. 

Not: 50 yıllık bir ömürden sonra yorulmuş, köşesine çekilmiş bana inanıp yol arkaşlığı öneren Önkol, Fındık ve Avcı ailesine tekrar teşekkür ederim. 

Dostlarımız bizi takip etsinler zira bomba gibi geleceğiz...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.