BÖYLE BAŞKANA ÇARŞAMBA NE YAPSIN!

BU BAŞKANA ÇARŞAMBA NE YAPSIN!

Bazı olaylar gelişlerinin sinyallerini belirli aralıklarla verirler. Halk arasında bunu ifade eden çokta güzel bir deyimimiz var.

"Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir"

Siverek'te bugün yaşanan silahlı saldırı bu misale cuk diye oturan cinsten aslında.

Ama gelin görün ki, Siverek'te evlere şenlik bir belediye başkanı varken çarşamba ne yapsın?

Siverek kamuoyu hatırlar ki, bundan sadece birkaç gün önce yine kaosun kıyısından dönüldü. Lakin 2 yıldır hizmet namına kılını kıpırdatmayan, varlığıda yokluğu gibi belli olmayan belediye başkanı bu sinyali de anlamadı.

Açıkçası anlamasınıda kimse beklemiyor artık.

Yerel seçim öncesinde Siverek gibi birçok farklı dinamiği barındıran ve zor olan bir şehirde herkesi kucaklaması beklenen, yaşı hasebi ile de tecrübesine inanılan Şeyhmus Aydın adeta derin bir hayal kırıklığı yarattı.

Aydın'ın yönetiminde imza atılan tüm işler, özellikle çöp ve araç kiralama ihaleleri gündemden düşmediği gibi, şehrin tansyonu giderek yükseldi.

Zamanının çoğunu Ankara'da geçirdiği iddia edilen Aydın'ın oğlu ve yeğenlerinin belediyede adeta yönetici gibi faaliyet gösterdiği iddiaları şehir halkında günden güne tepkilere neden olurken, belediye içerisinde dayak yiyen personel, saldırıya uğrayan başkan yardımcısı, belediyeden adeta kovulan muhtarların gerginliği derken bugün Siverek Belediyesinin sözleşmeli avukatı Selçuk Yıldızoğlu'na silahlı saldırı kaosu zirveye taşıdı.

Buradan Selçuk Yıldızoğlu'na geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, Siverek halkı içinde bu kaosun kimsenin burnu kanamadan geçmesini diliyorum.

Elbette gerekçe ne olursa olsun çözüm silah, kavga ve şiddet olmamalı. Bu olaylar kadim ve zengin tarihi olan Siverek'e yakışmıyor ancak Siverek'e asıl yakışmayan Çarşambanın davul zurna ile duyurduğu uyarıları dahi görmeyen, duymayan belediye başkanı Şeyhmus Aydın'ın ta kendisidir.

Henüz birkaç gün önce sosyal medyamda "Şeyhmus Aydın Başkan, beni mahkemeye vermelere harcadığın emerjiyi memlelete hizmete harca zira bu gidiş iyi hal değil" diye paylaşmış ve sesi duyulmayan çarşambaya yardımcı olmuştum ama sanırım başkanın bunuda duyacak mecali yoktu.

İyi niyetli olmaya çalışarak başkanın yaşı hasebi ile corona virisünden çekindiğini ve bu yüzden pek belediyeye uğramadan evde yattığını; bu yüzdende belediyeden habersiz olduğu kanaatine varmaya çalışıyorum.

ERİN NE YAPSIN!

Bugün yaşanan ve her Siverekli gibi beni de derinden yaralayan silahlı saldırı sonrası olay büyümeden anında müdahale eden, gerekli tüm önlemlerin alınması talimatını vermekle beraber olay yerine intikal eden Şanlıurfa Valimiz Sn. Abdullah Erin'e kalben teşekkür ediyorum.

Senede buna benzer ve daha vahim sonuçların ortaya çıktığı bu meseleler Urfa'ma yakışmadığı gibi hemen hepsinde büyük emekler veren valimiz daha ne yapsın?

Yine kamuoyu hatırlar ki valilik nezdinde Siverek, Viranşehir ve Ceylanpınar da yaşanan bazı ihalelere dair soruşturma talebinde bulunmuştum.

Bakınız buradan insani ve gazeteci görevimi yaparak uyarıyorum. Her üç ilçemizde de basiretsiz belediyecilik anlayışı, abuk subuk ihaleler, nepotizm (akrabacılık) meseleleri halkın sabrını zorlamıştır.

Çarşambalar bas bas bağırnaktadır. Şahıs olarak çok daha büyük bir tehlikeyi özel ricalarla geçen gün bertaraf edene kadar göbeğim çatladı.

HİZMET YOK
    SÖZLER TUTULMUYOR!

Pandemi sürecinin getirdiği ruh halinin, yasakların yarattığı ekonomik bunalımın, DEDAŞ'ın bitmek bilmeyen garip ve çiftçinin, esnafın belini kıran uygulamalarının yarattığı psikolojinin etkisinde zaten bunalan halk üstüne gelmeyen hizmetlet, tutulmayan sözler ve en önemlisi bazı belediyelerde başkandan daha etkili olan kardeş, evlat, amca yeğen vakaları yüzünden artık sabrının son demine gelmiştir.

Bakınız, uzaktan eğitimin mecburi hale geldiği süreçte evladına tablet, inertneti bırakın ayakabı alamaz hale gelen anne babaların...

Kepengi siftahsız kapatan esnafın...

Beli bükülen, tefecilerin kucağına düşmüş çiftçinin...

İşsizliğin pençesinde sokakta uyuşturucu satıcılarının eline düşen gencin...

Sofrasına yemek koyamayan fakir fukaranın...

Kış mevsiminde yolları yine hayvan geçmez, su şebekeleri berbat, köprüleri yıkık köylünün... 

Sağlık sekötürü çöktüğü için çile çeken hasta ve hasta yakınlarının ve milyonların gerçekten nefes almakta zorlandığı süreçte bazı belediyelerde yaşanan nepotizm, torpil, ihale dedikoduları; bazı belediye başkanlarının kendilerine villa ve evlerine özel asfalt yol telaşına düşmesi nice perşembelerin geliş sinyalleridir.

Durum zannedilenden de vahimdir...

2.5 milyonu aşan nufusu ile koca şehir hizmet değil, hergün kaos, ses kayıtları, cinsel sapkınlıklar, kardeş, yeğen, amca, evlat vurgun ve skandalları, video iddiaları ile sarsılırken kaotik bir ortama sürükleniyoruz.

Algı operasyonları mide bulandırır hale geldi.

Bu arada BŞ Belediye başkanımız Sn. Zeynel Abidin Beyazgül'ün de Siverek'e intikal ederek gerginliğin azalması yönünde çaba sarfettiğinü öğrendim, sağ olsun.

Lakin Beyazgül başkana iki aydır benzer patlamaların kucağında olduğumuzu, meselenin şahsi değil memleket kaygısı olduğunu iletmeye çalıştım, çalıştık.

Elbette başkanın Siverek'e anında intikal etmesi çok değerlidir ancak daha değerli olan sadece etrafına çöreklenen ve kendisine destek verenleri düşman gösteren tipleri değil birazda bu şehrin derdini dert edinenleri dinlemesidir.

Bu şehir vizyonu, vicdanı, liyakatı, geçmişi, duruşu ile bir ağabeye ihtiyaç duymaktadır.

Ve bu şehrin derhal sevgi, saygı, hoşgörü diline ihtiyacı vardır.

Siverek'in ise yönetime. Sn. Şeyhmus Aydın başkana şimdiye kadar yapamadığı hizmetlerden dolayı nezaketen teşekkür edilip emekliye ayırmak Siverek için yeni başlangıç anlamına gelecektir.

Yoksa Siverek ne yazık ki daha büyük kaoslara gebedir.

Ceylanpınar da otuzlu yaşlarında bir gencimizi kaybettik!

Benim gibi aşktan, türkülerden, sevdadan, bölüşmekten, paylaşmaktan beslenen ve yaşama sevinci ile dolu bir adamı bile çileden çıkardılar. 

Allah'tan ben patlamadım daha... 

Bugün Siverek'te ucuz atlattık.

Nereye kadar?