Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

O BEBEK BENİM DEĞİL KİMİN!

30 Eylül 2020 - 11:26 - Güncelleme: 30 Eylül 2020 - 14:44

O BEBEK KİMDEN! 

Gelişmemiş ülke ve toplumlarda, toplum gerçek sorunları ve bu sorunların çözüm yolunu aramak yerine; faşizmin tapınma kutusu dediğimiz televizyon, artık gerçek misyonunu yitirmiş ve maşa haline gelmiş basın, sanatçı, sözde aydın ile din istismarcılarının yarattıkları suni gündemlerden beslenir.

ATV de yayınlanan ve sunuculuğunu Esra Erol'ün üstlendiği ahlak, namus, şeref, haysiyet törpüsü programda yaşanan komşudan bebek rezaletinin ülkenin, resmi bir araçta taşınan isot torbalarının Urfa da birinci gündem haline gelmesi tam da gelişmemiş ülke modelinin dışa vurumudur. 

3F yani halkların uyuşturmanın en etkili formülü olan (futbol, fuhuş, fiestha-gece hayatı) üçkeni ile siyasal islamın tüm değer yargılarını yerlebir ettiği bir zaman sürecinden geçiyoruz. 

Konuşan, sendikal örgütlenme ile haklarını arayan nesillerden şimdilerde sokak dedikoducusu, algı operatisti ve dilini şeytana satan, korkak, pısırık bir nesile dönüşü çok hızlı bir şekilde başardık.

Yanıbaşımızda yaşanan ihale vurgunlarına, nepotizme, haksızlıklara gıkını çıkarmayan millettim, komşusunun karısından bebek yapan Cengiz Koraltan'a Nazilli de meydan dayağı atarak dejarj olmuş!

Cengiz Koraltan'a uzanan ellere sağlık eyvallahta, kocasının yanında bebeğin babası yaşındaki komşudan olmasına neredeyse göbek atan utanmaz kadın ile karısının kendisini aldatmasına sesini çıkarmayan kocayı meselenin, namusun, aile yapısının neresine konumlandıracağız?

Daha da önemlisi Esra Erol ve türevlerinin reytinglerine tavan yaptıran bir halkın tepki gösterme hakkı var mıdır?

Bu ülkede yaptığı yarışmalar ile reyting rekorları kıran fakat düne kadar neredeyse tüm birincileri FETÖ-cü çıkan Acun Ilıcalı milyonları götürürken; iftira ile işi, aşı, hayatları elinden alınan yüz binlerce KHK mağduru terörist ilan edildi.

Müslümanız ya, bu drama, trajediye gıkını çıkarmayan bir halkın zinadan haz alan kadın, koca, sevgili üçkenine tepki koymaya hakkı var mıdır?

Benim ülkemde takipsizlik, beraat kararı almış; hatta yargıya dahi gidilmeden ihraç edilmiş yüz binlerce masum insanın intihar etmesinden, aç kalmasından, kahrından, kazalardan ölmesinden rahatsız olmayan ve adalet çağrısı yapmayanlar Müge Anlı'nın emniyet müdürlerini arayıp zanlılara evinde baksın yapmasına alkış çalarken kimse bana o bebeğin günah olduğu hikayesini anlatmasın.

Bir ülke düşünün ki, her fırsatta Kürt halkına ırkçı duygularla saldıran bir sunucu tüm ülkenin ahlaki yapısıyla oynayan programları ile adalet dağıtsın.

Kendi adıma diyorum ki, Müge Anlı'dan gelecek adalet yerin dibine batsın!

Bir uzman çavuşun tecavüzü bu ülkede sosyal medyaya düşerde, sistemin yarattığı tecavüz, nepotizm, tefeciliğin ülkeye verdiği zarar konuşulmuyorsa kimse o bebeği günahkar ilan etmesin.

Ulusal kanalların programları birbirini aldatan eşlerin kahraman ilan edildiği programlar, enses, rezil, kan kusan kahramanların sempatik kılındığı diziler reyting rekoru kırıyorken kimse o bebekin kendinden olmadığını iddia edemez!

"Evde televizyon bulundurmak günahtır" diyen sözde cemaat liderinin televizyon kanalı açıp halkı dinle sömürdüğü bir ülkede kimse dinden, imandan, vicdandan bahsetmesin.

Bu ülkede yanmayan kefen satanların trilyonlar götürüp din alimi ilan edildiğine gıkını çıkarmayan herkesin bebeğidir o çocuk!

İSOT TORBALARI!.

Dünkü köşe yazımda biraz değinmiş, devlete ait olduğu iddia edilen bir araçta isot torbalarının taşınmasının gündem olmasını samimi bulmadığımı söylemiştim.

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'ü hizmet üzerinden eleştirmeyi beceremeyenlerin hazine bulmuş gibi üzerine atıldığı isot torbaları aslında ne kadar zavallı olduğumızun belgesi değilde nedir?

Oysa ki, bu şehirde fakir fukaranın sofrasındaki ekmeğine, soğanına kadar soyanları, tefecileri, nepotizm bataklığının mok kokulu çiçeklerini defalarca kaleme aldım.

Urfa Halkına soruyorum ve isot torbaları üzerinden fırtına koparıp Zeynel Abidin Beyazgül'e kayyum atansın çığlıkları atanlara:

Madem memleketinizi bu kadar çok seviyor ve bu kadar çok haktan, hukuktan yanasınız, bu gerçekleri dile getirdiğim için annemin taziyesinde gözaltına alındığım gün neredeydiniz?

Sesiniz çıkmadı!
Bir başsağlığı twiti bile atamadınız?

E hani gerçekleri dile getiren gazeteci, yazar arıyordunuz!

E hani memleketi seviyor, haksızlığa karşı duruyordunuz!

Viranşehir ve Siverek'te akrabalara paket edildiği iddia edilen araç ihalesi skandallarına gıkını çıkarmayanların isot torbaları üzerinden siyaset yapma hakları olamaz.

Vicdanları kuruyasıcılar! Her ay Viranşehir ve Siverek'te kira olarak ödenen rakamlarla 2'şer kamyonun satın alınabileceğini yazdım gıkınız çıktı mı?

Viranşehir de yakıt ihalesinin fakir fukaranın sofrasındaki ekmeğin sömürülmesidir, ayıptır, yazıktır dedim. Gıkınız çıktı mı?

Sendika başkanı amcaoğlundan alınan yardım kolilerini yazdım tepki verdiniz mi?

Bu şehirde bazı siyasilerin akrabalarının makamları işgal etmesinin eğitimden sağlığa, tarımdan hayvancılığa şehrin ana artel hizmet alanlarını felç etti dedim ne yaptınız.

Bu şehirde az biraz hakkını arayan masum, mazlumların ispiyoncular üzerinden atılan iftiralar yüzünden terörist ilan edildiğini ama gerçek FETÖCÜ gazetecilerin, bazı brokratların hala varlıklarını güçlü şekilde koruduğunu iddia ettim. Sesiniz çıktı mı?

Özşavlı'nın Viranşehir ve Ceylanpınar da on yıllardır süren kardeşlik, birlik beraberlik havasına çomak soktuğunu defalarca yazdım. O Özşavlı bana tarihin insanlık ayıbını yaparken gıkınız çıktı mı?

Ben değil, Özşavlı' nın birlikte yürüdüğü bazı isimlerin Özşavlı' nın fake sayfa açtığını ve algı operasyonu yaptığını yazdım ayıpladınız mı?

Kajmer Dağı projesinin sulandırıldığını yazdım. Yahu bu proje nedir diye baktınız mı?

Evet, 4 yılda kaleme almadığım vurgun, tefecilik, haksızlık kalmadı. Ve ben bunları yaparken linç edildim! Hergün mahkemelere çıktım!

Sanatım, yazarlığım her türlü iftiraya uğradı gıkınız çıktı mı?

Bakınız, bugün sabah Büyükşehir Belediyesinden Karadenizli sanatçı Selçuk Balcı'nın belediye sponsorluğunda konser haberi geldi, girdim.

Peki, ben kimim?

5 albümü, 9 kitabı, sayısız ödüllü klipleri olan Urfalı ses sanatçısı...

Benim şehrim kendi sanatçısına Karadenizli sanatçının konser, Egeli yazarına sempozyum haberlerini bana atıyor yahu!

Şehri tanıtan kitabım henüz taze kağıt kokarken yani...

Sizce neden?

Velhasıl o bebek benden değil şükürler olsun! Ama o bebek bu ülkede haksızlığa ses çıkarmayan, o isot torbaları da bu şehirde olup bitene göz yuman herkesindir benim değil...