Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

KEJANOV TACİZCİYE KARŞI!

08 Ekim 2020 - 15:20

KEJANOV TACİZ ÇUKURUNDA!

Pandemi nedeniyle yasaklanan okey ve diğer kağıt oyunları sonrası ruhunu yitirmiş krathanenin müdavimleri ilk defa bir kız görmüş gibi bakıyordu Kejanov'un masasında oturan misafire.

Hoş ne Kejanov'un umurundaydı ne düşündükleri nede psikolojisi zaten allak bullak olmuş kızın.

İki demli çay geldi masaya. Turizm şehri denilen ve dünyanın gözünün üzerinde olduğu Röberlitepefov gibi bir buluntunun olduğu yerde açıkta ızgara edilen ciğerin, dalağın, kanadın koku ve sisi siniyordu sohbetin üzerine. Aşırı sıcağın terine yapışan bu kokular mide bulantısına neden oluyordu.

Yerli, yabancı turisti haraca bağlar gibi cirit atan dilenciler, insanların eteklerine yapışıp "bir türkü söyleyeyim" ısrarı ile kişiyi hayattan soğutan çocuklar, olmayan hijyen turizmin, sanatın başkentine yakışmayan tablolardı ama kimin umurundaydı?

Dünyada buğda ve mercimeğin ilk ekildiği Ruhatav da Rus çiftçiler REDAŞZ (Rusya Enerji Dağıtım A. Ş) Zıkkımının zorbalığı, sömürücü politikası altında ezim ezim ezilirken Ruhatav'a bağlı Akçkaltof ilçesinde parlamenter Ahmedof Akiyanof ilçe tarım müdürünü şutluyordu dediklerini yapmadığı için!

Harnanias ilçesi yerine Eypüyes ilçesinde volta atan diğer parlamenter Özyanof'un işi gücü de akrabalarına makam bulmaktan ibaretti.

Kimin umurundaydı Rus çiftçilerin perişan halleri.

Dünya da sabunun tuvalette temizlik malzemesi olarak kullanıldığı ilk yerleşim yeri olan Ruhatav da 3 parlamenter ortalığa zıçıyordu ve zıçtıkları pis kokuyordu vesselam.

Kızcağız dolu gözlerle

-Nereye gittiysem iş arayışım, ekmek kavgam kimsenin umurunda olmadı! Durmadan sapkın beklentilerle güzelliğimden faydalanmaya kalkanlar çıktı karşıma.

Babam yaşındaki adamlar oramı buramı ellemeye çalıştılar! Yetmedi whtatssaptan iğrenç uzuvlarını attılar!

Dediğimde Kejanov masaya yumruğunu vurdu öfke ile.

-Bana bak kızım. Her ne kadar şu anda bir Rus hikayesinin kahramanı olarak karşımda dursan bile Ruhatavlı bazı siyasi ve kurum müdürlerine iftira attırmam, haddini bil!

Dedi saf saf...

Kızcağız utana sıkıla cep telefonundan kendisine gönderilen iğrenç mesaj ve görselleri gösterdi!

Mıh gibi olduğu yere çakıldı Kejanov. Utancından yanı başında ızgara edilen dalak gibi siyaha büründü yüzü.

Henüz bunun utancı geçmemişken yan masadan bir adam böbürlene böbürlene arkadaşlarına bir anısını anlatıyordu.

-Günlerce belediye başkanına ulaşmaya çalıştım ama başaramadım. Sonra aklıma başkanın kardeşi geldi. Arkadaşımdır. Bir alo dedim. Ertesi gün iş makinaları benim dediğim yerdeydiler!

-Şehre bak!

Dedi Kejanov.

-Kimler yönetiyor?

Tam bu sırada siyah bir Mercedes araba durdu sokak başında. Arabadan 2 silahlı adam inip kapıyı açtılar. Gencecik bir adam indi. Havası bir milyondu. Ukala ve tepeden bakan bu gencin kim olduğunu sordu garsona.

-Falancanın oğlu!

Dediler. Etkiliymiş şehirde. İstediğini yaparmış!

Kejanov kızcağıza bunları yapanların mekanlarına gitme kararı almıştı ki iki adam çıka geldiler.

Belleri bükük, yüzlerinden dert ve haksızlığa uğramış olmanın hüznü akıyordu.

Harnanias ilçesinde eski belediye başkanı döneminde milyonluk hizmet yapan kamyonculardan sadece ikisiydi.

İlçede eski başkan ve yeni başkanlar arasındaki husumete kurban giden, yeni ve genç başkanın ödemelerini yapmamak için ve eski başkana tavır koymak için hayatlarına zıçtığı onlarca kamyoncudan sadece ikisi...

Biri evini diğeri traktörünü satmak zorunda kalmıştı belediyeden 2 milyon alacaklı iken...

Her ikisine de haciz gelmişti ve perişandılar...

Kejenavo gün içinde yaşadıklarının etkisi ile gece yarısı uyandı uykusundan. Sessiz adımlarla o kıza sapkın mesajlar atan adamın adresine gitmişti. İki eliyle adamın boğazını sıktı. Nefes alamıyordu adam. Çalmaktan şişkin karnı çuval gibi inip kalkıyordu. Adam tam boğulmak üzereyken kabustan uyandı Kejanov.

Ter içindeydi ve bir oh çekti.

-İyi ki benim şehrim Ruhatav da böyle şerefsizler yok!

Dedi kendi kendine. Derken odasının kapısı açıldı ve içeriye kumral saçlı, ela gözlü bir kadın girdi!

Kabus devam mı ediyordu?

Not: Bu hikayede adı geçen isimler, olaylar, şehirler hayal ürünü olup Rus Edebıyatı denemesidir.

He lo, öyledir öyle...