Mehmet Veysel SATIŞ

Mehmet Veysel SATIŞ

Mehmet Veysel SATIŞ

MAKSAT LAF OLSUN!

13 Mart 2021 - 22:58

MAKSAT LAF OLSUN!

Hindistanda çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Geleri olarak tanısa da kısaca Ranga Guru derlermiş. 

Onun yetiştirdiği bir ressam olan Racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek Ranga Guruya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru;
"Sen artık ressam sayılırsın Racigi. “Artık senin resmini halk değerlendirecek."
diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. 

Racigi denileni yapmış.
Racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Resmi alıp götürmüş Ranga Guruya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. 

Ranga Guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. Racigi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guruya götürmüş.
Ranga Guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış...

Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guruya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. Ranga Guru demiş ki;

"Sevgili Racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... Oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Şunu hiç unutma sevgili Racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. " 

Evet değerli okurlarım insanoğlu fıtratı gereği , kendini her zaman kusursuz ve eleştiriye kapalı olarak yetiştirmektedir. Oysaki “iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.” Atasözünü benimsemiş geçmişe sahip bir toplumuz.

2000 yılında Şanlıurfa lisesinde 9.sınıf ögrencisiyken bu konuyla ilgili bir anımı kısaca anlatayım. Matematik öğretmenim ve aynı zamanda sınıf öğretmenim olan İbrahim hocamın kendisi gibi öğretmen nişanlısıyla ufak bir tartışma yaşamıştım.

Tartışmanın konusu bizim yaramazlıklarımızdan ötesi değildi. O dönemde ki gençlik aklı işte Songül hoca dersten çıkınca konuyu İbrahim hocaya anlatmış. İbrahim hoca beni koridora çağırarak nedenini sorduğunda ilk aklıma gelen; “Hocam Songül hoca ders anlatmayı bilmiyor.” Deyişimi hiç unutmam.

İbrahim hoca onca yaramazlığıma rağmen aslında beni çok sever, bana çok güvenirdi. Ellerini omuzuma koyarak hangi konuyu bilmiyor dediğinde zor durumda kalmış ve yüklem özne ilişkisi demiştim. Aslında aklıma ilk gelen o olmuştu...

İbrahim hoca peki kardeşim Songül hoca iyi bir öğretmen olmayabilir. Sen söyle bakayım yüklem ve özne ilişkisine bir örnek ver dediğinde sadece boynumu bükmüş hiç bişey demeden kızarmıştım.

Dediğim gibi İbrahim hoca beni çok severdi. Başımı tutup alnımdan öpüp,bak kardeşim bir insanı eleştirirken,önce onun seviyesinde ol eksiklerini gör ki eleştir. Zor durumda kalma demişti.

Bu anımın üzerinden 21 koca yıl geçti. İbrahim hocanın bu lafı deyim yerindeyse kulaklarıma küpe olarak kaldı.

Ekonomik sıkıntılarda ekonomi bakanına yönelik kendisinin ekonomiyi bu bakandan daha iyi yönetebileceğini iddia eden insanlardan tutun. Kendi tuttuğu futbol takım oyuncusunun kaçırdığı gol sonrası ben olsam atardım yorumları yapanları mı dersiniz?

Sosyal medyada hemen hemen bütün konularla ilgili yazı okuyorum. Ciddi anlamda konuya hakim olup,eleştiri yapan insan sayısı inanın yok denecek kadar az...

Sağlık bakanlığının ve bilim kurulunun normalleşme takvimini açıklamasından hemen sonra..;vay efendim böyle bir süreçte normalleşmemi olur? yorumlarından tutun bir çok konuya...

Aslında her konuda bu huyumuzu alışkanlık haline getirmiş bir toplum olduk. Siyasi konularda kabinedeki bakanlardan 3 tanesini sayamaz halde olan insanların,klavye başında habire kabineyi ve tüm bakanları eleştirmesi mesela...

Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin forma rengini ayırt edemeyen kişilerin,her spor haberinin altına o güzide camiaların başkanlarına ve sporcu kardeşlerimize akla ve ağza alınmayacak hakaretler ettiğine şahit oluyoruz. Bakın eleştiri demiyorum. Dikkat ederseniz hakaret diyorum. Çünkü o kişilerin hakaret ve eleştiriyi ayırt edebileceklerini sanmıyorum...

Sosyal medya düzenlemesi Meclis’e geldiğinde, vay efendim! Özgürlüğümüz kısıtlanıyor naraları atan muhalif kişilerin de bu kişilerden bir farkının olduğunu düşünmüyorum.
 
Kısa bir süre önce Karadeniz tarafında bir yolculuk esnasında tesiste ayaküstü sohbet ettiğim bir tesis çalışanına yeni yapılan double yol ve tüneller sayesinde yolun bir kaç saat kısaldığını anlattığımda o tünellerin ve double yolların ulaştırma bakanlığının bir başarısı olduğunu söylediğimde; o şahsın gözümün içine baka baka bu double yolların ve tünellerin cumhuriyetin kuruluşundan beri yapıldığını söylemesiyle adeta şok olmuş, cevap verme ihtiyacı bile duymadan eleştiri ve karşıt görüşü ayırt etmede bariz ve çok vicdan dışı yorum yaptığımızın kanısına varmıştım...

Büyük ihtimalle bu yazımı okuyan çok kardeşim olayı farklı algılayarak eleştiriye kapalı olduğumuzu düşünecektir. Tam tersine çoğu yazımda da eleştiri yaptığım konular oldu, lakin eleştiri ve hakaretin yada kutuplaşmanın yada zıt görüşlülüğün doğru bildiğimiz şeylerden taviz vermememiz gerektiğini düşünüyorum...

Yazımı bütün hesaplarımda paylaşıp sizlerin görüşüne sunuyorum sizden gelecek her türlü eleştirinin yazılarımı geliştirmem açısından büyük katkı sağlayacağından şüpheniz olmasın...

AMA!! Eleştiri diyorum dikkat ederseniz hakaret değil.  

KALIN SAĞLICAKLA...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.