Mehmet Veysel SATIŞ

Mehmet Veysel SATIŞ

Mehmet Veysel SATIŞ

YÜKSEKTEN DÜŞME KORKUSU!

23 Aralık 2020 - 12:06

YÜKSEKTEN DÜŞME KORKUSU!

Günün birinde üst düzey bir üniversitede hoca öğrencilerine bir haftalık ciddi bir ödev verir. Ödevin konusu makamın insan üzerindeki etkisi,en iyi yapan kişiyi ödülendireceğini ve geçme puanını sadece o ödev üzerinden vereceğini belirtir..

Haftalık yoğun çalışmanın ardından öğrenciler ödevlerini teslim etmeye başlar, hoca bu seferde o ödevi tüm sınıfa en iyi şekilde anlatan  öğrencinin yıl boyunca kendisinin girdiği tüm derslerden muaf olacağını söyler.

Tüm öğrencileri sırayla dinler her biri bir yerde bir sıkıntı yaşar, ama öğrencilerden biri dersini eksiksiz çalışmıştır. Yerinden kalkar ve konuyu sınıfa anlatmaya başlar.

Öğrencinin başarılı anlatışı tüm ögrenci arkadaşlarını ve hocayı mest eder. Henüz konunun az bir kısmını okuduktan sonra hoca onu tahtaya kendi masasından devam etmeye davet eder.

Öğrenci arkadaşlarının alkışları arasında hocanın masasında konuya devam eder ve gayet başarılı bir şekilde konuya hakim olmayı sürdürür.

Hoca çok güzel diyerek bu sefer ögenciye masanın üstüne çıkarak devam etmesini ister.Masanın üstüne çıkan çocuk sınıfa hitap ederken ufak tefek hatalar vermeye sesinin rengi değişmeye başlar.

Konunun ortalarına doğru hoca bu sefer sandalyesini masanın üstüne koyarak çocuğu sandalyenin üstünden devam etmeye davet eder.

Çocuk konuyu anlatmaya çalışır lakin sesinde titreme, ellerindeki Notlar yere düşer ve bir anda konuyu tamamen unutmaya başlar ve susar.

Hoca öğrenciye teşekkür ederek yerine gönderir ve şöyle der aslında arkadaşınız size verdiğim konunun özetiydi. Çünkü makamı yükseldikçe Konuya hakim olmaktan çok olduğu yerden düşmemeye odaklandı. İşte makam böyle bir durum dedi..

Günümüzde makam kelimesi her yerde kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Sadece bürokrasi değil her kurum amirinin koltuğu makam koltuğu özelliği taşımaktadır.
 
O koltuğu devraldıktan sonra amaç ve gaye o koltuğa sahip olmak değil o koltuğa yakışı kalmaktan geçer.

O makama gelmek için verilen sözlerin yerine getirilme yeri tamda o koltuğa oturduktan sonra başlar.
 
Her ne kadar ciddi anlamda kamu ve halk arasında ciddi bir güven sıkıntısı oluştuysa da hala o koltuk sahiplerinin çoğunun artık halkla iç içe girmeye başladığını mutlulukla okuyor ve görüyorum.

Halkımız aslında müthiş duygusal ve kırılgan bir halk ama o kırılganlığı bir güzel kelimeyle veya kapısına ani bir gidişle bir ziyaretle unutabilecek kadar saf ve iyi niyetli.

Sosyal medyada bu pandemi sürecinde  aş evlerini faaliyete koyan belediye başkanlarımızı da okuyor, Gecenin herhangi bir saatinde Ahmet Yesevi ve devteyşti Mahallesinde bir sofraya çal kapı eşiyle oturan belediye başkanını da görüyoruz.

Yada kırsal bir mahallede gece yarısı çalan kapıya bir ögrenciye öğrencinin umudu olan o tableti veren o makam sahibini görüyor ve gerçekten tarifsiz bir mutluluk yaşıyorum.  

Özlenen tablo bu çok zor da olmasa gerek. Öyle sanıyorum ki bizler bu mutluluğu sanal ortamdan hissedebiliyorsak sizlerin canlı olarak yaşamanızın bir tarifi yoktur.

Sizleri seçen insanları kucaklamanın onları dinlemenin. Size getirisinin örnekleri çoktur.

Yıllardır o koltuğu sadece ve sadece mazlumu kucaklamak haksızlıkları ortadan kaldırmak için yapan insanların çabalarının siyaseti düzeltebileceğinden yana şüphemiz yok.

Onun ilk meyvelerini de bu pandemi sürecinde yaşıyoruz. O insanların örnek alınması siyasetin üzerindeki o kirlilik algısını kırmak açısından Umut verici

Ne mutlu ki o umudu veren insanı düşündükçe hala çok mutlu oluyor ve bir nebze de olsa rahatlıyoruz.

Siyasetin temiz yüzünü temsil edip bize gösterdiğin için Allah senden razı olsun...KALIN SAĞLICAKLA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.