DOĞU DA BİZİM BATI DA BİZİM! (1)

DOĞU DA BİZİM, BATI DA BİZİM - 1


Bir önceki yazımda; "Bugün F35 i vermek istemeyenler yarın ülkelerinin tapusunu Türkiye Cumhuriyetine vermeyi kabul edeceklerdir." kısaca değindiğim ancak detaylı müzakeresini bugünkü yazımda ele alacağım. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Eylül 2019 tarihinde ABD'nin New York kentinde Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi'nce (TASC) düzenlenen etkinlikte ABD'deki Türk, soydaş ve Müslüman toplumuyla bir araya gelmişti. 

Bu etkinlikte konuşan ABD'li Müslüman toplum temsilcileri, Sayın Erdoğan'a yönelik övgü dolu sözlerle bahsettiler. 

Özellikle Kuzey Amerika Müslüman Birliği Lideri ve New York Brooklyn Takva Mescidi kurucu İmamı Siraj Wahhaj; "Müslümanların merkezi liderliğe ihtiyacı var, çözüm bu. Bu başkanlığın Türkiye'den geleceğine dair hislerim var." dedi. 

Bu açıklama ABD'nin merkezinde, yani New York kentinde yapıldı. Yapılan bu açıklama tüm dünyaya bir mesaj içeriyordu. Mesaj ise şuydu; "Gün gelecek bir çok devlet yönetim yetkileriyle beraber Türkiye Cumhuriyetine bağlanacak, aynı zamanda adalet ve dünya barışını çözecek tek adresinin Türkiye olacağıdır." 

Yine 2 Mart 2019 tarinde ise Macaristan Cumhurbaşkanı Viktor Orban; “Biz Kıpçak Türküyüz, Attila’nın torunlarıyız, Türklerin Hıristiyan eliyiz" ifadesini kullandı. 

Macar, Türk ve Hun geleneklerini korumak ve yaşatmak amacıyla kurulan "Macar Turan Vakfı"nın iki yılda bir düzenlediği etkinlikte "Turan Kurultayı"nda konuşan Orban, "Bizim dilimiz Macarca. Kendine özgü ve Türk diline akraba bir dildir. Hıristiyan bir ülkeyiz ancak Kıpçak-Türk ilkelerine bağlı olarak dik duruyoruz. Bizler Attila'nin torunları olmaktan onur duyuyoruz. Özümüz Türk'tür, geçmişte bize 'Batı'nın en doğuluları' diyen Avrupalılar, Türk ülkeleri olarak düzenlediğimiz bu Turan kurultaylarından sonra bize saygı göstermeye başladılar" dedi.
     
Turan Kurultayı'na Türkiye, Kazakistan ve Türkmenistan cumhurbaşkanlarının yanı sıra Türk Cumhuriyetleri'nden temsilciler katılmıştı. 

Bir Avrupa ülkesi olan Macaristan'ın bu söylemleri büyük önem arz ediyordu. Çünkü onlarda biliyorlarki, Türkiye er ya da geç tüm dünyaya huzur ve adalet anlayışını getirecek yegane devlettir. 

Diğer yandan; 16 Aralık 2020 tarinde Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Turkoviçin: 

"Türkiye Bosna'ya gelsin askeri üs kursun. Şehirlerimizi kursun, ordumuzu kendi kursun, burayı Türkiye toprağı yapsın. Burası Türkiye'nin Avrupa da ki bir ilidir. Gerekirse referandum yapacağız Türkiye'ye katılacağız. Bosna Türk yurdudur.'' ifadelerini kullandı.  

Bu açıklama doğrultusunda şunu net bir şekilde dile getirebiliriz. Avrupa insani değerlerle çatışan, adaletten uzak, empati yeteneğini kaybetmiş, egoist tavırlar güden ve kendi çıkarları neticesinde hareket ederek başka toplumları hatta kendi içindeki toplumlara karşı hep bana ilkesini benimseyen; bu doğrultuda dünya eksenin yeni bir düzen ve adalet anlayışı içerisinde olduğu bunu da Türkiye Cumhuriyetin de görüldüğünüdür. 

Yine başka bir Avrupa ülkesi olan Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'te bir esnafın, gelen Türk ziyaretçilerle yaptığı konuşmada: 

“Biz devlet nedir, devlet için ölmek nedir çok iyi biliriz. Siz zannetmeyin ki bu bayrak sadece Türkiye'nin, Türklerin bayrağı. O bayrak dünyadaki Müslümanların bayrağıdır. Zannetmeyin ki Türkiye bugünkü sınırları içinde ibarettir. Bu Türkiye çok daha büyüktür. Türkiye için ölecek çok insan vardır” sözlerini kullandı. 

ABD'den, Macaristan'a, Bosna Hersek'e, Makedonya'ya hatta Avrupa'dan bir çok ülke; diğer yandan Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Afganistan ve Pakistan'a kadar uzanan, Çin Surlarına kadar dayanan büyük bir coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti'nin nizam-ı adalet ile hükmedeceği ortada dır. 

Tüm dünya aşkla ve şevkle Türkiye'nin liderliğinde yeni bir düzene doğru gideceğidir. 

Bekle bizi Hoca Ahmet Yesevi'nin elinden çıkan ulu nizam...

"Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. DOĞU DA, BATI DA Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır." (Bakara 115) 

Bir sonraki yazımda İlahi Adalet sistemini daha kapsamlı bir şekil de ele alacağım. 

(Maksûd-i İslam)