Maksûd-i

Maksûd-i

Maksûd-i

MİLLİ SAVUNMA VE EKONOMİDE ŞAHLANIŞ!

16 Ekim 2020 - 16:30

MİLLİ SAVUNMA SANAYİ ve EKONOMİDE ŞAHLANIŞA DOĞRU

      Yazıma başlamadan önce güvenilir haber ve yazarların bir araya toplayan Arpak Medya Grubuna teşekkür ederim..

      Bugünkü yazımda; 
       
       Milli Savunma Saneyimizin hem ülke ekonomisine getirmiş olduğu katkıyı hemde sınır dışı operasyonlarda ordumuza kazandırdığı manevra kabiliyeti ve stratejik hedef tespit - imha etme üstünlüğü ile gelinen ve gelinecek olan noktaya değineceğim..

        Bu bağlamda savunma sanayimiz hakkında farklı bir perspektifte konuları ele alacağım..

        Savunma sanayisindeki gelişim sürecimiz ve geldiğimiz noktaya bakacak olursak; 24 Aralık 2004 tarihinde İsrail ile imzalanan fakat bir türlü istediğimiz noktada verim alamadığımız Heron İHA serüveninde ortaklaşa gerçekleştireceğimiz ve bizden sadece yazılım için 8 milyar dolar talep eden ama kullanma haklarında ciddi engeller önümüze getiren İsrail, taahhüd edilen tarihin çok ötesinde bir tarihte 23 Mart 2010'da Heron İHA'ları TSK'ya teslim edebilmiştir. Ancak Heron İHA'ların kullanımında ciddi engellemelerle karşılaşılmıştır. Örnek verecek olursak: Kuzey Irak'a operasyonlar düzenleniyor. Heron İHA'ların çektiği görüntüler önce İsrail'in süzgecinden geçip sonra TSK'ya iletiliyordu. Bu da ordumuzun manevra kabiliyetini ciddi oranda kısıtlıyordu.. İstihbarat amaçlı kullanılan Heron İHA'lar hem yazılımsal olarak hem de satın alma bedeli olarak ekonomimize ciddi bir külfet oluşturmaktaydı.. Düşünün ki sadece yazılımı için 8 milyar dolar ödeyeceksiniz ve her bir Heron için ise 250 mılyon dolar ödeme yapacaksınız.. İşte bu noktada Kalekalıp-Baykar Makine ortaklığının gerçekleştirdiği İHA'lar gündeme geldi ve devlet desteğiyle kasım 2014 yılında milli İHA'lar üretilmeye başlandı. İHA'nın devlete maliyeti ise ilk etapta 5 mılyon dolardı ve 8 milyar dolar yazılım ücreti hazinemizin kasasında kalmıştır.. Şuanda ise gelinen nokta SİHA ve TİHA (Silâhlı insansız hava aracı ve taarruz insansız hava aracı)dır. Bu konu hakkında özetle şunu söyleyebilirim; İHA, SİHA ve TİHA projelerinde devletimizin kasasında mübalağasız 100 milyarlarca doların üzerinde para hazinemizde kalmıştır. Devletimizin bu projelere harcadığı toplam maliyet ise ortalama 2 milyar dolar civarı bir rakamdır. Sadece bu proje ile Türkiye'nin ekonomik gücü, istihbaratı ve TSK'nın manevra kabiliyeti ciddi oranda artmıştır.. 

        Altay Tankı, Atak Helikopteri, Fırtına Obüsleri, Zırhlı askeri araçlar, lazer güdümlü füze( CİRİT), Piri Reis Denizaltısı vb., savaş uçağı gemisi, yeni nesil savaş uçağı TFX ve daha sayamadığım yapılmış ve yapılma aşamasındaki projelerle Türkiye hem ekonomik açıdan oldukça güçlü bir konuma gelecek hem de savunma sanayi açısından gıpta edilecek bir konumda olacaktır. Kısaca şunu söylebilirimki; gerek İHA'lar olsun gerekse yukarıda saydıklarım bunların ekonomimize kazandırdığı 100 milyarlarca dolar paranın devlet hazinesinde kalmasını sağlamış ve bunların ihracatından gelecek 100 milyarlarca doların da devlet hazinesine getirisi olacaktır.. 

        Şimdi kimsenin fazla üzerinde durmadığı ama mayıs 2018'de tüm dünyanın dikkatlerini üzerinde yoğunlaştırdığı Balistik Füzemizden bahsedeceğim: 
ROKETSAN tarafından 2017 yılında tanıtılan mayıs 2017'de Sinop'ta denemesi yapılan uzun menzilli "BORA" Balistik füzemiz 280 kilometrelik menzile sahiptir. Mayıs 2019'de Kuzey Irak'ta düzenlenen "Pençe Harekatı"nda gerçek bir savaş alanında denenen ve hedefe yüzde yüz isabetle vuran füzemiz tüm dünyanın ilgisini çekmiş ve birçoğunu ise kaygılandırmıştır.

        Neden mi?

        İlk etapta menzili 280 kilometre olan ve hedefi yüzde yüz isabetle vuran, nükleer başlık takılabilen bir sistemden bahsediyoruz. 

        Tüm dünya biliyorki menzili 280 kilometre olması mühim değil ve menzilin kısa bir süre içerisinde 1000 kilometre ve üzerine çıkabilecek bir yapıya sahip olması hatta kıtalar arası irtifaya sahip olunabileceği aynı zamanda hedefte sapma olmadan hedefi vuran nükleer başlık takılabilen BORA ciddi bir tehdit arzettiği görüşüne sahipler.. 

        Evet ne yapsanız boş. Hem ekonomik kalkınmada hem de milli savunma sanayide dosta güven, düşmana korku vereceğiz.. 

        Önümüzdeki 3 yıl içerisinde çok daha güçlü bir Türkiye göreceksiniz..
                                                 Maksûd-i