Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

60. GÜNÜNDE MEHMET KASIM GÜLPINAR!

01 Haziran 2024 - 15:09

Bugün Mehmet Kasım Gülpınar'ın AK Parti MKYK Üyeliğinden, Cumhurbaşkanı danışmanlığından, iktidarın gücünden, Ankara'nın sakin ve huzur veren ortamından bir çırpıda vazgeçip Yeniden Refah Partisi çatısı altında ve  Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının tam 60'ıncı günündeyiz. 

Kazanılan Büyükşehir Belediye Başkanlığını bir cümlede özetlemek ne kadar kolay değil mi? 

Mehmet Kasım Gülpınar'ın Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı olmak gibi bir hayali dahi yoktu... 

Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya herhangi bir makamdan nemalanmaya ihtiyacının olmadığı gibi. 

Mehmet Kasım Gülpınar'ın 20 yıldır birlikte yürüdüğü, her fırsatta büyük destek verdiği, sevgi ve saygı ile ardı sıra yürüdüğü partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sorunu da yoktu. 

Peki, neydi Gülpınar'ı partisinden koparıp Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtan nedenler? 

Seçimi kazanmasını sağlayan etkenleri bir yerel seçim zaferi olarak adlandırmak ne kadar doğruydu? 

Emin olun bu öyle basit değil dostlar. Mehmet Kasım Gülpınar'ın sıradan bir seçim zaferine imza atmadı. 

Mehmet Kasım Gülpınar, gücünün zirvesinde iken gözlerini olup biten/bitmeyen kirlenmişliğe kapatıp susacak adam değildi. Susmadı da... 

Özellikle son 10 yıldır şehirden başlayarak Ankara'ya uzanan ranta dayalı ve halkı sömüren anlayışın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yanıltan sondajları karanlık bir geleceğe sürüklüyordu Urfa'yı. 

Gülpınar,  içinde fakir fukaranın hakkının birilerinin banka hesaplarına aktarıldığı,  şehrin bu rant çarkında her gün biraz daha ortaçağ karanlığına itildiği, altyapısı, üstyapısı ile ülkenin en geri kalan şehirlerinden birisi haline geldiğini görmüştü. 

Gülpınar, her defasında Ankara'dan ‘ABİ’ tanımı ile şehre gelenlerin ve onlardan nemalanan malum bir kesimin şehrin dinamiklerini bir avuç gözü doymazın kölesi haline getirdiğini görüyordu.

Yahu koca bir şehir parayla satın alınmış birkaç sözde gazetecinin ve maaşlı trollerin reklam şovu ile her gün biraz daha uçurumun dibine itiliyordu. 

İl ve ilçe teşkilatlarında partinin sırtından sapkın, ranta dayalı çirkin bir anlayış çöreklenmişti şehre. 

Güçlünün güçsüzü ezdiği, sırtına basıp makam ve para sahibi olduğu leş gibi bir düzen sürüyordu bu şehirde. 

Yahu bu şehirde boyacı lakabı ile bilinen adamın birisi elindeki katalogtan eskort gönderip sivrisinek ilaçlaması adı altında yüz milyonlarca liralık vurgun yapmıştı, yapmaya da devam edecekti. 

Yahu bu şehir de nepotizme dayalı ATM memurları lüks arabalara binerken işsiz, yoksul ve geleceğe dair umudu kalmayan gençlerimiz intihar ediyorlardı. 

Yahu bu şehir depremzedeler için gelen yardımları çalan siyasileri de gördü, az biraz yağmur yağınca sele kapılan çaresiz yoksulları da... 

Antalya, Ankara, Mersin, İstanbul’da metres ve yakınlarına ihale, makam peşinde koşanlar bu şehri darmadağın etmiş, işsizlik tavan yapmış, yoksul halk çaresiz, çiftçi hacizlik durumdaydı artık. 

Gülpınar, biliyor muydu, bilmiyorum ama hobi evleri saatlik yasak ilişkilerin kiralık merkezi haline gelmişti. 

Hiç bir şey doğru değildi bu şehirde ve birileri üzerimize çöken bu karanlığı Erdoğan'a aydınlık günlerin parlayan yıldızı gibi gösteriyor, anlatıyordu. 

AK Partili yerel siyasilerin Gülpınar karşıtlığı tam da bu yüzdendi. Çünkü Gülpınar'ın AK Parti’de genel başkan yardımcılığı, abi pozisyonu veya bakan olması uzun yıllardır kurdukları rant mekanizmasının çökmesi anlamına gelecekti. 

Gülpınar yemez, yedirmez, müsaade de etmezdi. 

Mesela birileri küçücük bir ilçede sivrisinek ilaçlaması adı altında birilerine 99 milyon verirken Gülpınar, 99 kuruş vermezdi. 

Durum tam da buydu beyler! Gülpınar, adeta kronik hale gelen bu bataklığı kurutmak için kollarını sıvamıştı. 

Şehir artık sosyolojik bir devrimin ve yüzünü aydınlık yarınlara veren bir değişimin gerçekleşmesini bekliyor, istiyor; bunu da AK Parti genel merkezine ısrarla iletiyordu. 

Aday belirleme sürecinde yapılan tüm anketler büyükşehir adayının Gülpınar olmasını işaret ediyordu. İkinci sırada da Mehmet Canpolat vardı. 

Ne var ki Bekir Bozdağ'ın etrafını saran güruh kendi rant düzenleri için yapılan tüm anketleri manipüle ettiler ve Erdoğan'a yalan, yanlış bilgilerle giderek kendi adaylarını dayattılar. 

Onlara göre Urfa'da 12 ilçe çantada keklikti... 

Gülpınar sadece AK Parti adayına karşı mücadele etmedi. Paralı, yandaş yerel ve ulusal basına, yapılan çirkin algılara, troll ordusuna ve devasa iktidar gücünün reklamlarına karşı mücadele etti. 

Şanlıurfa halkı gereken cevabı verdi 31 Mart’ta. AK Parti Haliliye, Eyyübiye ve Akçakale dışında ilçe kazanamadı! 

Kimse bana Siverek'i AK Parti kazandı diyemez. Hepimiz Bekir Bozdağ'ın hangi hırs ve duygularla Siverek'i Hasan İzol'dan aldığını iyi biliyoruz. 

Evet, bugün Mehmet Kasım Gülpınarlı günlerin 60’ıncı günü. Elbette Sn. Gülpınar'ın da hataları vardır, olacaktır ama hayırdır ya? 

100 yıllık ve sürekli güncellenen, etkisi artan baskı ve sorunların 60 günde bitmesini beklemek hangi zekanın ürünüdür? 

Adamın biri belli ki sipariş bir makale yazmış. Neymiş; birileri büyükşehirden alacaklarını tahsil etmek için araya çantacı diye tabir edilen iş takipçilerini sokmuş. 

Bre gafil, Gülpınar'ın dürüstlüğünün zekatı bile seni o çantalara koyar, nefessiz kalırsınız. 

Gülpınar'ın başkan olduğu yerde kimin haddinedir yolsuzluk, torpil, iş takipçiliğine kalkışmak?

Efendim, Mehmet Kasım Gülpınar neden sürekli borçlara değiniyor muş, zaten borç olduğunu bilmiyor muymuş? 

Yahu belediyenin ekonomik olarak nasıl bir darboğaza sürüklendiğini biliyor musunuz? 

Birilerinin 100 yıldır, bugün algı yapmaya çalışan AK Parti siyasilerinin 20 yıldır çözemediği sorunları Gülpınar 60 günde mi çözecek? Hasta mısınız? 

Efendim, suyun rengi bozukmuş, kokuyormuş!

Ulan asıl kokan,  20 yıldır şehri sömüren rant düzeninden artık para, makam, torpil koparamayacaklarını anlayanların telaşıdır be.

Efendim Mehmet Kasım Gülpınar proje üretmemiş. İyi de 5 yılda tek proje üretemeyenlere neden hesap sormadınız? 

Bir durum efendiler. Bir sakin.  Rantı, makamı kaybedenlerin paralı trollerinin pusudan çıkıp saldırmalarını bekliyordum zaten ama farkında olun artık. 

60. Gün daha ve ben Gülpınar'ın bu şehrin çehresini değiştireceğine olan inancımı koruyorum.

Elbette hata da yapacaktır ama 20 yıldır sonsuz kredi verdiklerimiz anamızı ağlatırken 60. Günde eleştirmek doğru bir anlayış değil. 

Bekleyin, güzel günler yakındır. Mehmet Kasım Gülpınar 5 yılda bu şehrin çehresini değiştirip Ankara'da ulusal siyasette olması gereken rolü üstlenecektir.

Gülpınar Güneş'in sıcak ve tüm karanlığı aydınlatacak ışığını bu süreçte şehrin üzerine serpecektir. Zerre şüphem yok, müsterih olun... 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.