AT HIRSIZLARI!

Bazı tipler vardır ki; yaptıkları ile gençlerin umut kırıntılarını ellerinden alırlar. İşte bu özel haber Şanlıurfa'da gençlerimizin atlarını çalanların haberdir.

AT HIRSIZLARI!
Editör: Arpak Medya
14 Nisan 2022 - 16:27 - Güncelleme: 14 Nisan 2022 - 16:32
Bilgi birikimleri, örnek şahsiyetleri, halktan, Hakk'tan, hukuktan, adaletten olan duruşları, vizyonları ile bir şehrin, bir toplumun yarınlarına ışık tutanlar: O şehrin ve toplumun aydınları, sanatçıları, akademisyenleri, alimleri, dini liderleri ve de basınıdır.

Eğer o ismler ve dinamikler bir şekilde susmuş-susuturulmuş, bıkmış, yorulmuş, ötekileştirilmek sureti ile kenara çekilmişse; o şehir ve toplumda ahlaki çöküş tüm yıkıcılığı ile başlar ve deprem, sel, fırtına etkisiyle önüne gelen her şeyi, her bireyi ama sonunda toplumu ve şehri yıkar geçer.

Ahlaki değerleri çökmüş bir şehrin ve toplumun ekonomik, sosyalü, kültürel (Eğitim, sağlık, tarım ve hayvancılık, sanayi, yol, su, elektirik, turizm...) gibi temel sorunlarını çözmesi de mümkün olmayacaktır.

Bir araştırma şirketinin verilerine göre, sokaktaki vatandaş temel sorunlarımızı yüzdesile şöyle sıralamış:

Sizce Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?
 %62.7 Ekonomi
 %11.0 Demokrasi
 %9.9 Hukuk Sistemi
 %8.1 Cumhurbaşkanlığı Sistemi
 %4.1 Eğitim Sistemi
 %2.1 Kürt Sorunu
 %1.9 Muhalefetsizlik
 %0.4 Dış Politika

Yukarıdaki veriler ayrı bir tartışma konusu ve tartışırız ama bence en temel problem bu sıralada yok. Ne demek istediğimi bu soruyu Şanlıurfa'ya uyarlayarak verilerle ifade edeyim.
Sizce Şanlıurfa'nın en önemli sorunu nedir?

 %62.7 Liyakatsız siyasetçi
 %11.0 İhaleci siyasetçi
 %9.9 Nepotist siyasetçi
 %8.1 Cahil siyasetçi
 %4.1 Torpilci siyasetçi
 %2.1 İş Takipçisi Siyasetçi
 %1.9 Siyasetçi lo
 %0.4 Yukarıdakilerin Hepsi...

Benim sorunların var olmasına yönelik teşhisimde başrol yerel siyasilerimizdir. Oranlara bakmayın zira o oranlar benim ironik bakış açımdan ibarettirler...

Yukarıda sıraladığım ve de suskunlarının, sindirilmiş, baskı altında, ötekileştirilmiş ve toplumsal çöküşe neden olacağına inandığım isimlerin, dinamiklerin yerlerini:

*Makam için kendi partisindem mevkidaşı, milletvekili, belediye başkanı, il, ilçe başkanına dahi bel altı, alçakça, algı operasyonu yapabilen,
*Bulunduğu makam ve mevkii kendi çıkarları için kullanan.
*Çağın gerektirdiği bilgi birikim ve donanıma sahip olmayan,
*İhale ve iş takipçisi,
*En önemlisi de eğitim olarak çağımızın gerektirdiği akademik altyapısından uzak siyasiler bu şehrin en önemli problemleridirler.

Elbette bir şehir veya bir toplumda köşe taşları sadece bu tür siyasiler tarafından tutulmuşsa (Bir avuç prırıl, pırıl, başarılı siyasetçimiz hariç...) işte o zaman vay memleketin haline deyin...

Biz gelelim at hırsızlarına:

Bir gün bir genç yolda atının üzerinde ilerlerken yaşlı bir adam yanına gelir ve “Oğlum ben yaşlıyım ve yorgunum, bineğim de yok, izin ver de atına biraz ben bineyim sen yaya yürü der”...

Genç: “Tamam amca gel bin” diyerek attan iner ve yaşlı adam ata biner. Genç adam, amcanın yüzüne tebessüm ederek yanında yürür. Yaşlı adam bir iki adımdan sonra atı hızlandırır ve kaçmaya başlar. Maksadı atı çalmaktır. Atının çalındığını gören genç adam ise arkasından şöyle seslenir:

“Amca, sen benim atımı değil huyumu çaldın. Benim evde bir tane daha atım var, ben ona da binerim. Ama bundan sonra her kim benden atımı isterse asla vermem.” der.

Bir insanın;
* Güzel bir huyunu çalmak,
* Güvenini sarsmak,
* Onun kalbini bozmak,
* Vicdanını fesada uğratmak ,
* Kişinin güzel cevherlerle donatılmış kalbini alıp pisliğe bulamak...

Bu davranışlar aynı zamanda dünyaya fesat tohumları serpmek demektir. Elbette ki o tohumlar gün gelip filizlenecek, ağaç olacak ve zehirli meyvelerini mutlaka verecektir.
Onun için ne ticari menfaatleriniz, ne siyasi ikbaliniz ne de bir makam için kimsenin güvenini sarsmayın.

Elinize sadece bir at geçer, bütün geleceğinizi ve onurunuzu kayıp edersiniz.

BİZİM SORUNUMUZ AT HIRSIZLARI DEĞİL DE NEDİR?

Şanlıurfa gençliği işsizliğin, tefeciliğin, ötekileştirmenin, yoksulluğun, kalitesiz, niteliksiz ve niceliksen yoksun eğitimin, fedoal yapının dayatmalarının altında eziliyor uzun yıllardır.

Elbette böyle baskıcı ve geleceğe dair zrınık umut emraesinin olmadığı bir yaşam tarzında sonuçlar intihar vakalarını 15 yaşşlarına kadar indirirdi ve öyle de oldu.

Bazı siyasilerin çocukları, yeğenleri, kuzenleri her türlü suçu işledikleri halde yargılanmıyor, milyonluk araçlara biniyor, sosyal medyalarından hayat kadınları ve alkol keyfi paylaşımı yapıyor, lüks villalarda eğleniyorken; fakir fukaranın üniversite mezunu gençleri ya anne babasıykaygıla hayata tutunuyor ki onuç bunalım ve intihar ya da metropollerde çöpünü topluyor şehirlerin.

Gençlerimizde yarına dair umut kırıntısı yok!
Stres, gelecek kaygısı çeşitli kaygısal, sinirsel hastalıkların esiri etmiş gençleri...

Neden mi; çok basit: AT HIRSIZLARI!

At hırsızından kastımız elbette dört ayaklı hayvancağızı çalmaktan ibaret değil. Üsteki misalde okuduğunuz üzere; birilerinin yaptıkları ile hayata dair tüm karakteristik ve kültürel ve ahlaki değerleri yok etmesi, menfi anlamda rol model olmasıdır.

Şimdi tüm Şanlıurfalılara sormak isterim:

Haftalardır Nazan adında bir hanımefendi ile yaşadığı ahlak dışı, çirkin ilişki ki biz buna zina diyoruz ile kamuoyunu sarsan ŞESOB Başkanı Şefik Bakay'ı gören gençlere ailenin kutsallığını, mahremi değerler, namusu, güzel ahlakı nasıl anlatacağız?

Nazan ve erkek arkadaşları tarafından önce feci şekilde dövüldüğü sonra bir bekar evinde 3 erkek 1 kadın gurup ilişkiye girdikleri iddia edilen Şefik Başkan değil midir gençlerimizin ahlaki değerlerinin atını çalanlar?

ŞESOB Genelsekteri iken birliğin taşeronluğunu üstlenip birliğin parasını kasasına peşke çektiği iddia edilen Şefik Başkan değil midir gençlerimizin namusuyla, alın teri ile ekmeğini kazanma atını çalanlar?

MEKSA'da vurgunun alasını yaptığı, muhalif 12 oda başkanını hülle ile, odaları birleştirmek veya hukuksuz üye transferleri ile makanından eden Şefik başkan değil midir gençlerimizin toplumun sornlarına duyarlı, yararlı STK yöneticiliği atını çalanlar?

Evet, Şefik Başkan gençlerimizin yarınlarında dair ahlaktan, güzelden, erdemlilikten, paylaşmaktan, kutsal aileden yana ne kadar güzel atları varsa almıştır ellerinden ve ne yazık ki 75 oda başkanından çıt yok.

Teki bile çıkıp 'Esnaf ve Sanatkarlarımızın onurunu kurtarmak adına adayım diyemiyor...'' Duyduğuma göre Şefik Başkanoda başkanlarını tutmak için dekorasyon adı altında kimine 25 kimine 30-40-50 biner lira dapıtmaya başlamış.

Bu paraları alan oda başkanları var ise uyarmak isterim. Aldığınız veya alacağınız bu paralar, gençlerimizden çalınan ve öldürülen atların günah etleridir...

Peki ya o unutturulmaya çalışılan ucube petrol arazisi imar projesi kaç gencimizin ahlaki değerlerini sırtlanan atlarını çaldı biliyor musunuz?

O petrol imar projesinin mimarlarının at hırsızları olmadıklarını kim iddia edebilir?
İstediklerini alamayınca Akçakale kaymakamına saldıran siyasilerin at hırsızlarından ne farkları var?

Fake sayfalarla itibar suikastleri düzenleyerek makam sahibi olanların at hırsızlarından ne farkları var?

Efendiler; Şanlıurfa'nın iki temel problemi vardır:

1- Yaptıkları hırsızlıklar, ihale vurgunları, ahlaksızlıklar ve nepotizm ile gençlerimizin umut ve ekmek atlarını çalanlar.
2- Nepotist, cahil, liyakat yoksunu, rant sevdalısı, torpilci, iş takipçisi bazı siyasiler.
Bu iki sorun halolmadıkça Şanlıurfa'nın içine düştüğü sorunlar sarmalından kurtulma şans yoktur vesselam.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.