BOŞ YAPMA BAŞKAN & YAPMA FAKIBABA!

Ekrem Arpak
ABONE OL

Malum, her kıtanın, ülkenin hatta bölge ve şehrin kendine has iç dinamikleri, ananeleri, değer yargıları olduğu gibi; lehçe diye geçiştirdiğimiz aslında oraya has bir sokak jargonu, (dili) de vardır.   

Çokça kaba geliyor olsa da çoğu meselelerde cuk diye oturan deyimler, kelimeler, sözleriyle aslında bir türlü halk dilini barındırır bu jargon.   

Ben de bugün ülkemizin sokak jargonu ile Şanlıurfa Ak Parti İl Başkanı Sn. Abdurrahman Kırıkçı'ya seslenmek istiyorum.   
  

BOŞ YAPMA BAŞKAN!   
 

Sokak jargonunda elle tutulur, bilimsel, ahlaki, insani, vicdani verilere, donelere dayanmayan ve tamamıyla laf olsun söyleminde bulunan kişi ve bireylere "boş yapma!" denir.   

Bu söylem karşıdakine:  
  

-Yahu boş konuşup değerli zamanımızı alma, duygularımızla oynama, bizi kandırma çünkü sana inanmıyoruz... Demenin kısaltılmış halidir.   

Sevgili iktidar partisinin çiçeği artık burnundan sosyal medyaya düşen il başkanı; işte 6 aylık eylem ve söylemlerinle başta çiftçilerimiz olmak üzere kamuoyunun sana bakış açısı tam da bu olmaya başladı zira şova dayalı, sürekli boş yapmanın tadını hallice kaçırdın.   
  
BAĞ EVLERİNDEN ÇIK BAŞKAN!

Sevgili Başkan; sadece 6 aylık mesainde gördük ki, iktidar partisinin il başkanlığı il başkanlığına hazırlanırken sık sık uğradığın iddia edilen bağ evlerinde eski ortağın, kadim dostlarınla düzenlediğin karaokeli şiir okuma; kendi partinin il başkanı ve de BŞ Belediye başkanına sosyal medya ve fake sayfalar üzerinden yapılan algı operasyonlarına kahkaha atmaya benzemiyor.   
  

Vizyon, duruş, bilgi birikimi istiyor ama yine görüyorum ki, bazı dostlarının sana yol açmak için yaptıkları algı operasyonlara sen de inanmışsın...  Bildiğin bayağı Şanlıurfa'nın tek erki, gücü, ağabeyi, sorun çözücü ismi havaların sanırım bundan.   

Sevgili Başkan; Ak Parti Şanlıurfa İl Başkanı apoleti ile katıldığınız son bağ evi sohbetinde, önceki ile başkanı Bahattin Yıldız ve Şanlıurfa BŞ Belediye başkanı Z. Abidin Beyazgül’e dair siz il başkanı olana dek fake sayfalarla saldıranlardan tutun da alenen saldıran eski ortağınız sözde gazetecilere kadar dostlarınızla eğlencenizi gülerek ve şehrime üzülerek izledim!  

Ee, başkanım; dün Bahattin Yıldız’ın sayesinde teşkilatta olup sizi il başkanı yapmak için satanlar elbette işte böyle sizi basına, çevresine satarlardı ????   

Sahi Başkanım; hani Şanlıurfa Kamuoyuna Ekrem Arpak’tır diye yutturulmaya çalışılan profesörlerin, gizemi Urfa sevdalılarının, kanatsız kuşların ve de tükenmez kalem adlarıyla Yıldız’a, Beyzgül’e sallayanların bugün sizin tarafınızdan hangi görevlere atandığını yazmamı ister misiniz?  

Sevgili Başkan ne DEDAŞ ne de şu 2.500 kişilik iş istihdamı: Değerli şahsınızın en büyük başarısı, siz il başkanı olana dek neredeyse Urfa’da kan dökülmesine sebep olacak bel altı, alçakça paylaşımlar yapan fake sayfaların artık durmasını sağlamak oldu. Şanlıurfa kamuoyunun da dikkatinden kaçmadı ve hepimiz sizin atanmanızdan sonra fake sayfalardaki azalmanın... Nasıl durmasınlar ki hedefe varılmış ve siz il başkanı olmuştunuz. Her yol mubahtı yani...  

20 YILLIK RUTİNİ SAHİPLENME KOMEDYASI!  

Sevgili Başkan, aslında siz hiçbir zaman Ak Partili olmadınız. Eski Genel Başkanınız Numan Kurtulmuş Ak Partiye geçince olmuş gibi yaptınız. Neden mi; zira hani dilinizden düşürmediğiniz o AK DAVA masalı var ya; o davanız halis olsa idi: Dün il başkanı olmak, bugün şov yapmak için partinize bunca zararı vermez, kendi partidaşlarınıza algı operasyonu yapılmasına müsamaha göstermezdiniz.  

Sevgili Başkan; 

Salt kendi egolarını tatmin etmek, şehrin tek yetkilisi, sorun çözeni, erki benim demek için ha bire çuvallamaya ve boş yapmaya başladığının farkında mısın? Bunu yaparken de kendi partinin 8 milletvekilini, BŞ ve ilçe belediye başkanlarını ve dahi bürokratlarını taca attığının farkında mısın? 

Elbette farkındasın... 

Elbette senin siyaset anlayışın sürekli birilerini kamuoyunun önüne atıp ben merkezli bir anlayışla öne çıkmak ama gına geldi BOŞ YAPMA artık. Bir de kendini şu şair/sanatçı rolüne çok kaptırdığını görmüyor da değilim. Hatta bağ evlerinde okuduğun şiirler sonrası ‘varol başkan!’ şakşakçılığı sonrası biz sanatçıların egolarıda depreşmiş sende... 

Sevgili Başlan; tiyatrocusundan ses, söz, saz, sinema, edebiyat sanatçısına tüm sanatçıların bastıramadıkları iki duyguları vardır.  

 

1- Şov yapmak! 

2- Bitmek bilmeyen alkış alma arzusu... 

İşte sende de fazlaca gelişen bu iki dürtü yüzünden ha bire boş yapmaya başladın. 

1- THY Sefer uçaklarının sayende arttırıldığını ifade edip ilk boş yapma falsonu verdin. 

2- DEDAŞ sorununu çözmek boynumuzun borcudur, Ankara’dayız, çözdük dedin: İkinci ve de haylice çuvalladığın boşunu yaptın. Bu açıklamalarından sonra sana güvenip sokağa çıkan ve anayasal hakları olan eylemlerde bulunan Urfalı çiftçilerin bileklerine plastik kelepçe vurulurken sense o çiftçilerin yanında olman gerekirken üstelik il binasına gelen ve dertlerini haykırmak isteyen çiftçileri durdurmak için binaya polis yığdın, valiliğe gittin. 

Ve 3- Ak Parti İktidarının 20 yıldır düzenli olarak Şanlıurfa’ya sunduğu İŞKUR üzerinden iş istihdamını kendin başarmış gibi göstermen adeta faciaydı. 

Ceylanpınar ilçe başkanlığını kaosa sürükleyen HAS partili aday ısrarın, Hemşire sürgünleri, kendi yardımcının kardeşini belediye başkan yardımcısı yapman, TOKİ Evleri ise kendine dolu ama Şanlıurfa ve partine hayli BOŞ yaptığın diğer falsoların oldu. 

Başkan; bir sohbette ‘’Ekrem iki de bir TOKİ Evleri 40-50 milyonluk ihaleydi’’ demişsin. Şimdi merak ediyorum. TOKİ’nin eksikleri olduğu için almadığı, son anda BŞ Belediyesinin alarak aile firmanınız 10.5 milyonluk zarardan kurtarmış olmasına alkış çalmamız mı gerekiyor veya 40-50 değil de 10.5 milyon liranın sizn hatırınıza belediyenin çöp yatırımı olmasına sevinmeli miyiz? 

Merak ettiğim bir diğer konu da 6 aydır yaptığınız ve yaptıkça kamuoyunun önüne yem gibi attığınız milletvekilleri, belediye başkanlarının neden size cevap vermediğidir. Mesela ben milletvekili veya BŞ Belediye başkanı olsam; sizin bu tavrınıza karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve ilgili bakanı etiketleyerek 2.500 kişilik iş istihdamı için teşekkür ederdim. Böylece adınızı dahi kullanmadan bu istihamın sağlanmasında zerre emeğiniz olmadığını ifşa ederdim. Ama üzülme başkan, onların yapamadığını ben yaptım çünkü senin zırnık emeğin yok.  

GELELİM FAKIBABA’YA! 

Sn. Fakıbaba; koca bir şehirde neredeyse eğitim camiasının tüm paydaşlarının gidişine çok sevindiği, görev yaptığı süre içerisinde Şanlıurfa eğitimini yerle bir eden il müdürünü savunan paylaşımınızı büyük bir şaşkınlıkla okudum. 

Kaldı ki, sizden habersiz gönderilişine tepki koyduğunuz İsmail Yapıcıer, pandeminin eğitimi allak bullak ettiği, nihayetinde yüz yüze eğitime geçme umutlarının yeşerdiği bir süreçte önce Hollanda sonra Belçika’da sözde prje gerekçesi ile adeta tatil yaparken yeni bakanımızın haklı tepkisine maruz kaldığını bilmiyor musunuz? 

Ancak Yapıcıer’i savunduğunuzu düşünmek istemiyor, konuyu başka bir yere yani asıl odaklanmanız ve tepki koymanız gereken bir meseleye getirmek istiyorum.  

Sn. Fakıbaba; sizi hiçe sayan Sn. Bakan değil, bilakis kendi partinizin il başkanıdır görmüyor musunuz? 6 Aydır Urfa’da her paylaşımı ile tüm milletvekillerini neredeyse iş yapmayan, duyarsız, Şanlıurfa’nın sorunlarından bihaber gibi gösterirken sadece kendisinin üstelik alakasının olmadığı meseleler üzerinden ağabey, lider, tek güç, tek Urfa sevdalısı, büyük şair gibi gösteren il başkanına tepkinizi görmedim mesela. 

Bakanlar milletvekillerini hesaba katmıyor diyerek zerzenişte bulunmanız beyhude ve talihsiz bir açıklama olmuş zira bir ilin iktidar partisi il başkanının hesaba katmadığı milletvekilini bakan hesaba alır mı? Diye sorarım size. 

Yanlış noktadasınız Sn. Fakıbaba... 

Belki bunun farkında değilsinizdir diye hatırlatma istedim. 

Bir de zaman zaman kendi il başkanınızla aynı hataya düştüğünüzü gözlemliyorum. Eleştirilerinizin öbeğinde ‘’Bu şehirde tek dürüst milletvekili benim, benden başka kimse haksızlığa karşı sesini çıkaramıyor, kimse Urfa ve Urfalıları düşünmüyor!’’ mesajı var. 

Bu doğru bir söylem değil. Şanlıurfa ben merkezli bu siyaset anlayışından kurtulmadıkça tek bir sorun çözülemeyecektir ve daima bu kısır döngünün içinde tefeciliğin, DEDAŞ’ın, işsizliğin, yolsuzluğun, hırsızlığın, nepotizmin, sömürünün, madde bağımlılığının artarak devam ettiği bir şehir olmaktan çıkamayacaktır. 

Varsın Ekrem Arpak'ta herkese saldırıyor algısıyla doğruları gizlemeye çalışsınlar. Susmadım, susmayacağım...

Değerli Şanlıurfalılara en kalbi sevgi ve saygılarımla...