MAALESEF YİNE ÇİĞKÖFTELİK OLDUK!

Şanlıurfa Valisi Sn. Salih Ayhan'ın çiğköfte yoğurması eleştiri konusu oldu.

MAALESEF YİNE ÇİĞKÖFTELİK OLDUK!
Editör: Arpak Medya
10 Haziran 2022 - 13:03 - Güncelleme: 10 Haziran 2022 - 14:44
Doğrudur, iktidar olmuş bir siyasi parti ve liderini, milletvekilini, belediye başkanını, bürokratı olumlu veya olumsuz eleştirmek, fikir beyan etmek için hatırı sayılır bir zaman beklemek gerektiğine inananlardanım. 


Yazdıklarım için, Şanlıurfa gibi işsizlik, yolsuzluk, tefecilik, kan davaları, tapu tapulaştırma, isotizm, mera, enerji ve su, OSB, Göçebe, Tarım ve Hayvancılık, nepotizm, sağlık, eğitim ve hayatın neredeyse bütün alanlarında çıkmazlarında, sorunlar sarmalında bataklığa girmiş bir büyük şehre atanmış yeni valimiz içinde geçerli. 

Sn. Salih Ayhan valimize dair görüş belirtmem için zamana ihtiyacımız var ama ilk izlenim dediğimiz ve geneli itibari ile geleceğe ışık tutan algımız vardır. 

Sn. Valimizi ilk ziyaretimde, kendilerine sadece birkaç günde çok siyasi bir imaj çizdiğini, bu yönde eleşitrilerin erken başladığını iletmiştim. 

Bu satırlarım asla ve katta eski ve valimizi kıyas veya önyargı ile erkenden eleştiriye başlamak değil, aklımız yettiğince fikrimi beyan etmek ve yeni valimize halimizi, ahvalimizi anlatmak amacıdır. 

Evet, Sn. Valimiz Ayhan'a önceki valimiz Erin'in şehir için verdiği mücadelelerden küçük pasajlar vererek buna rağmen haksız "siyaset yapıyor!" eleştirilerine maruz kaldığını, aynı eleştirilerine maruz kalabileceklerini arz ettim. 

10 KİŞİLİK BASIN EKİBİ!. 

Pek tabi biz sanatçı ve yazarların devletin, memleketin, halkın yararına olan fikirlerini değerli büyüklerimize saygı çerçevesinde iletmek dışında bir şanslar yok ancak eleştiri hakkımızı kullanma özgürlüğümüz her daim vardır. 

Mesela iddiaya göre yeni valimizin gelir gelmez "Valilik Basın Birimi" başta olmak üzere; özel kalem dahil eski kadroyu sil baştan yenilemesini doğru bulmadım zira o arkadaşların tecrübelerinden faydalanılabilirdi. 

Ama en dikkat çekici olanı Sn. Valimizin 7/24 yanından ayrılmayan bir basın ekibi kurup attığı her adımı haberleştirmesi oldu.

Allah'ı var yeni valimizin. En az benim kadar yakışıklı ve karizmatik ama aramızda fark var: Ben ses sanatçısı, yazar ve tv program yapımcısı, sunucusu biriyim. Dolayısı ile 10 kişilik basın ekibi kurup reklama girmek benim işimin özünde var ama valilikte bu rakamı abartılı, gereksiz bulduğumu belirtmek isterim. 

*Vali Ayhan şurada! 
*Vali Ayhan burada! 

Şöyle baktı, böyle güldü, öyle kalktı, böyle oturdu... Dakikada bir haber ve paylaşım yapılması valiliğin olması gereken o saygın ağırlığını zedeler. 

Önceki Valimiz Erin'in sadece 2 basın mensubu olduğunu hatırlattığımda ne demek istediğimi anlarsınız ve buna rağmen herkesin kendisine büyük saygı beslediğini. Zira Abdullah Erin basın yoluyla değil sevgi diliyle girdi yüreklere ve oradan da kolay kolay çıkmaz. 

Sanatçı, oyuncu, futbolcu ve siyasetçi değilseniz ve halkın beklentilerini karşılayan hizmetleri yaparsanız zaten 2 basın mensubu yeter de artar bile. 

KURT SİYASETÇİ İZLENİMİ! 

Açıkçası Sn. Ayhan Valimiz şehre geldiğinin henüz 21.gününde "Kurt Siyasetçi" etiketini yedi bile...

Bu etiketi de isteyerek yediğini her adımında hissettiriyor. Şehirde oluşmaya başlayan "yeni vali büyükşehir belediye başkanlığına gelmiş!" havasının fırtınaya dönüşerek dört bir tarafa yayılması için sanki özel çaba sarf ediyor. 

Mimikleri, söylemleri, jestleri hep bir validen çok yıllardır bu şehirde siyaset yapan siyasetçi profilini çiziyor. 

Oysaki, bu şehirde o boşluğu dolduracak çok güçlü siyasiler fazlasıyla mevcut olup şehrin o güçlü siyasilerle uyumlu çalışarak hizmet getirecek aynı güçte valiye ihtiyacı var çünkü şehir 5 yıl sonra bu güçte bir valiyi uğurladı. 

-Siyaset yapıyor! Eleştirilerine maruz kalan Abdullah Erin'i 5 yılda kaç tv kanalında izledik mesela? 

Ve bu şehir Celalettin Güvenç vakası sonrası zaten benzer bir olaya hazır değil, hazır olmadığı gibi müsaade de etmez. 

İşin özü: Yani bizim Kurt siyasetçi değil, kurt bir valiye ihtiyacımız var. 

KÖSELER'İN TESPİTİ! 

Sevgili Hasan Köseler'in yeni valimizle ilgili ilk tespit ve eleştirilerini çok doğru ve anlamlı bulduğumu belirtmek isterim. 

Ne demiş Köseler:

Yeni valimiz dakika bir çiğköfte leğenine el koyduysa vay halimize! Biz o leğende boğuluruz ve gayet kibar bir dille:

-Sn. Valim, sakın sizi halaya koyup elinize mendili vermesinler! Notunu iliştirmiş. 

Haklı! 

Bende diyorum ki, Sn. Valim; bu şehirde 10 yaşındaki çocuk bile o çiğköfyeyi harika yoğurur zaten. Mesele çiğköfte yoğurmak değil, mesele işsizliğin, tefeciliğin, Suriyeli mültecilerin, nepotizmin, yolsuzluğun, torpilin, ihale vurgunlarının, eğitim ve sağlık sorunlarının neticesi ile dibi haksızlıklar, derin bir yoksulluk, çaresizlik kokan çiğköfte leğeninde pestili çıkmış, beli bükülmüş 2.3 milyon Urfalının sorunlarını çözecek kararlara imza atmak. Çiğköfte bulaşan ellerinize adalet, hak, hukuk ve çözüm bulaştığında zaten sizi avuçlarımız kızarıncaya değin alkışlarız. 

İlaveten birilerinin on yıllardır tarihi, kültürü, folkloru ile dünya gündemine taşımak, tanıtmak yerine çiğköfte, isot, ciğer basitliğine indirgediği tanıtıma ellerinizle destek vermeyin Allah aşkına. Bıktık, usandık bu üçlüden. 

Göbeklitepe var, Soğmatar, Takoran Vadisi, Harran Evleri, Ceylanlar, hanlar hamamlar, Karagül, Halfeti, Harran ve diğerleri dururken bizi çiğköfte leğenine sokup yoğurmayın ne olur! 

Çiğköfte, isot ve ciğer üçkeni batıda bizim lehimize değil aleyhimize ve alay konusu oluyoruzcgörün artık.

Ben bu şehrin valisini çiğköfte leğeni başında değil, turizim, sağlık, eğitim alanlarında yarına taşıyacak toplantılara başkanlık ederken görmek isterim. 

Sn. Valim, 

Bıktık on yıllardır ağam olasın türküsünü dinlemekten! Zira her şeyi kendilerine yontan ağalardandır bütün çektiklerimiz. 

Davul zurna eşliğinde çiğköfte yoğuracak nasıl bir başarıyı, huzuru kutluyoruz İstanbul'da? Açıkçası merak ettim. 

Yine 50-100 Urfalının geldiği, yine zavallı, anlamsız ve hiçbir getirisi olmayan, sözde tanıtıma harcanan milyonlarca lira para ve şehrin valisi bu anlamsız etkinlikte baş köşede çiğköfte yoğuruyor. 

Yoğurduğunuz çiğköfte değil aslında, büsbütün kaf dağının arkasında kalan geleceğe dair umutlarımızdır. 

Defalarca ifade ettim. Bir avuç Urfalının geldiği tanıtım günlerinin bu şehrin tanıtımına zerre katkısı olmaz diye. 

ŞANLIURFASPOR VURGUSU! 

Sn. Valimiz kurt siyasetçi izlenimi veriyor dedik ya, bir nedeni de her siyasetçinin yapıştığı futbol takımı üzerinden sempatik söylemlerin benzerini dile getirmesi. 

Sanırım Sn. Ayhan şehri Sivas ile karıştırdı. Sivas dediğimiz köyleri ile toplasam 670 bin nüfusu olan, eğitim, sağlık, iş istihdamı sorunlarının çoğunu çözmüş ayrıca uzun yıllardır süper ligde olan takımın yarattığı spor bilinci olan bir şehrimiz. 

Orada Mecnun Odyakmaz gibi milti milyarder bir başkan ve milyarderlerden oluşan bir yönetim kurulu var. Urfa'da ise takıma nefes aldırmak için çırpınan Emin Yetim başkan ve benim gibi kirada oturan yönetim kurulu. 

Sn. Valimiz ısrarla Şanlıurfaspor'u önce PTT sonra süper lige çıkaracağız diyor. Yapmayın Sn. Valim zira futboldan önce bu şehirde amatör ligde bile küme düşen adaleti, sağlık, eğitim, iş istihdamı, OSB, STK'ları, sevgiyi, dostluğu, vefayı, hakkı, hukuku, tarım ve hayvancılığı, köylüyü, göçerleri profesyonel lige ve insanlık onuruna yakışır seviyeye çıkarmak lazım. Bunlar olduğunda Şanlıurfaspor zaten süper lige çıkacaktır. 


ÇAPA POZU!


Sn. Valimizin ırgatlarla tarlayı çapalaması şehirde büyük ilgi gördü ama dedim ya, tam bir siyasetçi pozudur o!

Beni tanıyanlar bilirler ki, ırgatlar ve mevsimlik işçiler en ağır gönül yaramdırlar çünkü ben 6 evladını nasırlı elleriyle o tarlaları döve döve büyüten ama o tarlalarda derin bir sömürüye, halsızlığa maruz kalıp ömür tüketen Hore annenin oğluyum

Dolayısı ile o ırgatların yaşadıkları sorunları iyi bilirim yani. Sn. Valimizin o garibanlarla birkaç saniyelik sempatik fotoğraf kareleri paylaşmak yerine, kendilerini dinlemelerini isterdim. 

Mesela soraydınız Sn. Valim;

Sosyal haklarınız var mı? 
Yevmiyeleriniz insanca yaşama standartlarına uygun mu? 
Suyunuz, elektiriğiniz var mı? 
Nedir bu nasırlaşan ellerinizde biriken acılar irininin sebebi? 

Ve en önemlisi, 

Dünyanın en zengin toprakları üzerinde yaşarken neden ülkemin en yoksul insanlarısınız, neden başka diyarlara göç ediyorsunuz? 

Sormadınız biliyorum valim ama ben yinede cevap vereyim
Onları anlamak yerine siyasete malzeme yapıp bir kenara attığımız için o kızgın güneş altında 3 kuruşa ömür törpülüyor, gurbet ele giderken ölüyor, gelirken ölüyor, gittikleri yerlerde saldırıya, ötekileştirmeye maruz kalıyorlar. 

Onlarla fotoğraf çekmeyin Sn. Valim, onlara gülümsedikleri ve insanca yaşadıkları bir hayat için çözüm üretmek lazım.

Not: Henüz bir hafta önce ulusal bir kanalda şehrimizi tanıtmak için yapacağım programa davetimiz için 1 ay lazım derken dün İstanbul'da bir avuç Urfalıya sözde tanıtım etkinliğinde çiğköfte yoğurmanızdan anladık ki, birileri daha siz şehre gelmeden bize dair etkilemiş sizi.

Olsun... 

Şu leğenden bir çıkabilsek, razıyım şahsi dışlanmaya...

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.