Murat Kıran

Murat Kıran

Siyah Kalem

SUYUN AKIBETİ

22 Kasım 2020 - 23:46

SUYUN AKIBETİ

Dünyada insanlar arasındaki mücadele sebepleri arasında yalnızca petrol, doğalgaz vb yeraltı kaynakları yüzünden meydana gelmemiştir, gelecekte de olmayacaktır. 

 

Değeri henüz tam olarak anlaşılmayan gözden kaçan ve önümüzdeki birkaç yıl içinde çatışmalara neden olacak ve geleceğin en önemli stratejik meselesi olarak gün yüzüne çıkacak en önemli element temiz su kaynakları olacaktır. 

 

İnsalık tarihinde suya sahip olmak isteyen topluluklar kanlı çatışmalara girmiştir. Ancak bu çatışmalar fazla ses getirmemiştir. Postmodern ve modernite ötesi bir dönemde olduğumuz ve artan dünya nüfusu ile birlikte suyun stratejik bir öneme sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

 

Dünya’nın dörtte üçünün suyla kaplı olması dünyanın su sıkıntısı çekmediği anlamına gelmemektedir. Dünya yüzeyinin %70’inde fazlasını okyanus ve denizler kaplamaktadır. Okyanus ve denizlerdeki suyun %97’si tuzlu %3’ü tatlı sudur. Tatlı suyun %75’i kutuplarda buzul halde ve büyük bir bölümü ise yer altındaki derinliklerdedir. Bu %3 olan tatlı suyun sadece %1’i içilebilir haldedir.

 

Artan dünya nüfusuna göre bu çok az bir orandır.

 

Bölgeden bölgeye farklı dağılımlar gösteren su kaynağı kimi ülkeler için avantaj sağlarken kimi ülkeler için de kullanılabilir temiz su sıkıntısı yaşanmasına neden olmaktadır. Su aslında heryerde mevcut, asıl mesele suyun yönetimidir. Örneğin İsrail, kendi hidropolitikasını üretebilen ülkelerin başında gelir. Bu politika, suyu yoktan var etmek üzerine kurulu olduğunu bize göstermektedir. İsrail devleti kullanmış oldukları yeraltı sularını birden fazla kez arıtarak tekrar tekrar kullanıyorlar. Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre, Danimarka gibi bir çok kendi hidropolitikalarını hayata geçirerek; desalinasyon, arıtılmış atık su, yağmur hasadı, bulut tohumlama ve sulama drenaj suyu gibi alt yapı teknolojilerini güncel yaşamlarına entegre edebilmektedirler.

 

Dünyada insan nüfusu sürekli artıyor. 1960’larda 2,5 milyar, 2000’li yıllarda ise ortalama 6,5 milyar insan nüfusuna ulaşmıştır. 2015 yılı itibariyle 7 milyar seviyesindedir. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2030 yılında hızlı nüfus artışı su ve besin ihtiyacının iki katına çıkacağını göstermektedir.Bu durum özellikle Ortadoğu açısından çok büyük bir probleme neden olacaktır. Çünkü Ortadoğu, kurak iklimin sahip olduğu coğrafi bir konumdadır. Türkiye açısından suyun jeopolitik önemine bir göz atalım. Türkiye’nin suyun jeopolitik öneminden dolayı en çok sorun yaşadığı ülke hiç kuşkusuz Suriye gelmektedir. Çünkü kaynağı Türkiye’de olan Dicle ve Fırat nehirleri Suriye topraklarından geçerek Basra Körfezine dökülmektedir. Suriye’nin kaygısı Türkiye’nin Fırat nehri üzerinde inşa ettiği Keban Barajı, Karakaya Barajı ve en önemlisi Atatürk Barajlarının yapılamsı Suriye olan gerginliği daha da arttırmıştır. Su sorunu yüzünden Suriye ile Türkiye arasında zaman zaman ekonomik, askeri ve siyasi çekişmelere neden olmuştur. Suriye kadar İran, Irak ayrıca dolaylı olarak ABD ve İsrail bu çekişmelere dahil olmuştur. 

 

Doğa ile savaş halindeyiz,kaybedecek olan biziz.