Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

NEBATİ'YE NEYİN DİYETİNİ ÖDEDİNİZ!

21 Aralık 2022 - 22:42 - Güncelleme: 22 Aralık 2022 - 11:32

NEBATİ'YE NEYİN DİYETİNİ ÖDEDİNİZ!

Sanırım Şanlıurfa siyasi ve günlük yaşamında olup bitene dair kalem çalmayalı iki ayı geçti. Yazacak bir şey olmadığından değil zira özellikle Şanlıurfa siyasetinde algı operasyonları, yalan, dolan tüm hızıyla devam ediyor ve gün geçmiyor ki ulusal basında alay konusu olmayalım...

Yazacak bir şey olmadığından değil, artık boğazına kadar pisliğe saplanmış bu siyaset anlayışına dair kalem çalmak bana ağır geliyor. Uzak, çok uzak durmak gerektiğini düşündüğüm zamanlardan geçiyorum yani. 

Makam için her yolun mübah görüldüğü bu süreci yazmak en az sürecin piyon ve kahramanları gibi kirlenmek gibi geldi bana... 

Benim için en çarpıcı olanı, yaklaşık iki hafta önce Şanlıurfa gündemine bomba gibi düşen ve Ak Parti Genel Merkezinin BŞ Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'ün istifasını isteyeceği ve yerine Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat'ın geçeceği iddiasıydı.
Her ne kadar hem Beyazgül hem de Canpolat kendilerine yakın isimlere bu iddianın yalan ve hayal ürünü olduğunu fısıldasalar da, aralarında Ak Parti İl Başkanı Abdurrahman Kırıkçı, eski Ak Parti Milletvekili Kemalettin Yılmaztekin, Yahya Akman, Mahmut Kaçar ve İ.Halil Yıldız'ın bulunduğu ekibin bu operasyonu gerçekleştirmek için epey emek verdikleri siyaset kulislerinde hayli dillenmişti.

Aynı ekibin bir önemin SGK ve GTH Bakanı olan Faruk Çelik'i de Ankara'da ziyaret ettikleri ve Çelik'i Urfa'da (ABİ) olarak görmek istedikleri de siyaset kulisinin bir diğer çarpıcı iddiaları arasındaydı.

Abdurrahman Kırıkçı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şanlıurfa mitingi öncesi Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesini Büyükşehir Genel Sekreteri üzerinden şikayet ettiği, Erdoğan'ın bu durumu başkan Beyazgül'e sorduktan sonra Kırkçı'yı hayli sert bir şekilde uyardığı kulaklarımıza gelen önemli iddialar arasındaydı. Kaldı ki başkan Beyzgül'ün istifa ettirileceği iddiasınında hemen akabinde gündeme gelmesi oldukça manidardı.

Kırıkçı'nın bu girişim sonrasında Erkan Kandemir'den ''Sen nasıl bizi aşarak Büyükşehir Belediyesine dair şikayetlerini Cumhurbaşkanına iletirsin?'' sözleriyle hayli sert bir şekilde eleştirdiği iddiası henüz yayılmışken, Kırıkçı'nın bazı ilçe başkanları ile Ankara'ya çıkarma yapması ve bu çıkarmayı da olmayan bir başarının olmayan bir davetle kutlanma havası vermesi, Şanlıurfa kamuoyunda resmen alaya alınırken, Kırıkçı'nın görevde kalmak adına son çırpınışları olarak değerlendirildi.

Bütün olup bitenlere baktığımızda karşımıza şu gerçekler çıkıyor:

1- Kırıkçı her fırsatta başkan Beyazgül'ü genel merkeze şikayet etmek suretiyle istifa ettirmek için var gücü ile çalışmaya devam ediyor.

2- Bunun farkında olan başkan Beyazgül garip ve anlaşılmaz bir ekilde Kırıçı'nın her istediğini yapıyor ve dahi Kırıkçı ile bir olup kendisini devirmek isteyenlere yanaşıyor!

3- Başını Kemalettin Yılmaztekin ve Kırıkçı'nın çektiği bir gurup harıl harıl dışarıdan Şanlıurfa'ya ithal (ABİ) getirmek için çalışıyor. Bu gurubun bu amaçla Şanlıurfa kamuoyuna dem dem Numan Kurtulmuş, Faruk Çelik, Binali Yıldırım ve dahi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun adını yaydıkları iddialar arasında.

Pek tabi Faruk Çelik bakanlığına mal olan istifa çağrılarının arkasında olduğunu iddia ettiği isimlerle iş birliği eder mi, pek sanmam. Zira Çelik'in hala o istifa çağrıları komplosunu unutmadığını biliyorum.

Elbette ısrarla Şanlıurfa'ya ithal ağabey getirmek için mesai harcayanların gelecek genel seçime dair endişelerini de bilmiyor değilim ve bu konuyu ileride enine boyuna açacağım.

NEYİN DİYETİ?

Dedim ya, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'ü anlamak mümkün değil...

Bu güne kadar sadece Ahmet Eşref Fakkıbaba'yı resmen eleştiren Beyazgül'ün konu Kırıkçı veya bir başka siyasetçi olunca suspus olması hatta adeta kendi kuyusunu kazanlara mavi boncuklar dağıtması anlaşılır gibi değil.

En anlaşılmaz olanlarından birisi de bizzat kendi önerisi ile Hazine ve Maaliye Bakanı Nureddin Nebati'nin adının Şanlıurfa'da yapımı yeni tamamlanan bir köprüye verilmiş olması.

Şanlıurfa kamuoyunu şaşkına çeviren ve de kısmen tepkilerede neden olan bu meseleyi biraz açalım:

Aldığım bilgilere göre, Ahmet Kaytan bu isim verme meselesinin gerekçesini ''Ne yapalım; Nebati bankalar üzerinden 3 okulun temelini attırıyor. Ayrıca belediyeye 2 milyar gibi bir para girdisini onun sayesinde sağlayacağız...'' sözleriyle açıklamış.
Bu durumda Sn. Kaytan alenen demiş oluyor ki;

-Biz, Nebati'nin ismini bakana yalakalık yapmak için verdik...

Şaka gibi...

Ama bu durumda hemen aklıma Ahmet Eşref Fakıkıbaba da geliyor zira Fakkıbaba'nın da değil üç, onlarca hatta yüzlerce okulun yapılmasına etki ettiğini biliyoruz. Tüm bunların yanı sıra ülke siyasetinin mihenk taşlarından birisi olan Necmettin Cevheri, eski ve merhum devlet bakanı E. Cenap Gülpınar gibi dev isimler varken, Nebati adı fazlasıyla eğrelti durmadı mı?

Siyasi ve özel yaşamı boyunca Şanlıurfa'ya zırnık katkısı olmamış, küçük bir eseri bile olmayan Nebati'nin ismini vermek yerine, merhum Adullah Balak, yaşayan efsane Mehmet Özbek, yine merhum Kazancı Bedih isimleri çok daha şık olmaz mıydı?

Bence son olarak Şanlıurfa Masalı ile uluslararası yılın en iyi belgesel ödülünü alan Ekrem Arpak ismi bile Nebati'den çok daha fazla hakketmiştir...

Ha, aklıma başkan Beyazgül'ün her zaman olduğu gibi Kırıkçı'yı destekleyen kim varsa mavi boncuk dağıtma geleneği gelmiyor değil ve sorasım geliyor:
Neyin diyetini ödedin Zeynel Başkan?

Her açıklaması ile başta Güldür Güldür Şov olmak üzere, komedi programlarına düşen ve Şanlıurfalı imajını yerle bir ettiği için neredeyse hakkında suç duyurusunda bulunacağım ismi ölümsüzleştirmenin mantığı ne? 

Anlayan beri gelsin, hatta İstanbul'a gelsin misafir edeceğim. 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.