Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

GÜNEŞİ ÇAMURA BULAYANLAR 1

21 Ekim 2022 - 14:53

Güneşi Çamura Bulayanlar


Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz... 

Bu söz kısa süre önce hepimizi derinden yaralayan Bartın/Amasra'da gerçekleşen maden patlamasında yaşamını yitiren madenci bir kardeşimize ait. 

Öleceğini bilir gibi, güneşi çamura bulayıp bizi karanlığı kazımaya mahkum edenlere adera feryadı gibi paylaşmış sosyal medyasında... 

Bu vesile ile Bartın'daki maden patlamasında ve tüm dünyadaki iş kazalarında, ekmek kavgasında yaşamlarını yitiren emekçileri hürmetle, minnet ve rahmetle anıyorum. 

Evet, birileri soframızdan aşımızı, yüreklerimizden umudumuzu, nasırlı ellerimizden ekmeğimizi çalarken; birileri neredeyse dar ağacına asacakken sırtına gocuk bulamayan bedenlerimizi, taşa çalarken sevdalarımızı, bize sadece karanlığı kazımak kaldı üzgünüm. 


İşçi sınıfının, garibanın, yoksulun, öksüzün, mazlumun ölüm karanlıklarında çınlayan iniltilerini yazmak dahi suç benim memleketimde, üzgünüm... 

Kardeşliğe, dostluğa, vefaya, paylaşmaya, bölüşmeye yani bizi biz eden, yani güzelden yana ne varsa kirlettiğimiz lanet bir zamanın korkak, pısırık, haklarını savunamayan birer piyonu olmayı emrediyorlar bize, üzgünüm. 

Kardeşini ulu orta, pazar yerinde üç kuruşa sat, hırsızlık yap, ihale vurgunlarına bulaş, iftira at! Yanisi, unut helalinden ekmeğini kazanmayı. Kısa yoldan köşeyi dön! Diyorlar bize. 

Para kazanmak için her yol mubah yani! Utanmaz, ahlaksız, dipsiz bataklıkta kirlen kirlenebildiğin kadar. Yeter ki sizden çaldıklarımızı ve güneşinizi çamura bulayıp sizi ölüm karanlığına mahkum ettiğimizi görme, duyma, söyleme diyorlar. Üç maymun filminin insan görünümlü maymunu olmamızı istiyorlar. 

BEDEL ÖDEMEK! 

Oysa altı üstü birkaç çiçeği koklayıp büyütecek, sırtımıza bir gömlek, çıplak ayaklarımıza pabuç giyinecek, soframızda iki kuru zeytin, bir dilim ekmeği katık edecek, alın terimizle büyüyecektik... 

Oysa birine aşık olacak, kardeşçe yaşayacak, bölüşecektik acıyı, sevinci. Ulan ne kahpe bir düzene denk geldi altı üstü 60-70 yıllık bu ömür denen yolculuğumuz.

Türk ya da Kürt fark etmez. Hatta Rus komizmini dahi kattığımız sözde sol ama aslında işçi emekçi mücadelesine bir gıdım katkı verenlerin dilinden düşmeyen cümledir

-Bedel ödedim ben! 

Bedel ödemeyi bile kirlettiğimiz bir zamanın deli çobanı olmak düştü bana. 

Belediye başkanı, ilçe başkanı, milletvekili adayı hatta bazı kurumlara atanmak için verilen rüşvete bile BEDEL dediler de, bedelin ortasına zıçtılar. 

Oysa bedel ödemek bu dünyada mazlumun adaletten, haktan, hukuktan yana verdiği mücadelede dağılan yuvası, kırılan kolu, gördüğü baskı, mobing, işkence, hak gaspıydı. 

Oysa biz fabrikalarda aç karına çocuk büyüten, nasırlı elleri ile toprağı dövüp hasat mevsimlerinde sararıp solanların emeklerine bedel ödemek derdik. 

Biz, bir annenin evladı için harcadığı yıllara, bir babanın alın terine bedel derdik. 

Biz, kardeşin kardeşi için her şeyi göğüslemesine, komşunun külüne saygı duyan komşunun minnetine, sevgiden, haktan yana harcanmış yıllara bedel derdik ve ödenen bedellerin hatırı vardı bizim nezdimizde. 

EVET BEDEL ÖDEDİM BEN! 

Hayatım boyunca inandığım tüm değerler ve ailem ve sevdiklerim ve memleketime umut gördüğüm rol modellerin içi  bedel ödemekten zinhar kaçmadım.

Dilimin (Kürtçel) bedelini kırılan omurgalarımla ödedim mesela. Kimliğimin yara izleri var bedenimde. Kırık bira şişeleri üzerinde yürüdüm, zemheri kışta, yarı inşaat hücrelerde. 

Su attım, limon sattım... Pazarcılık, inşaat ameleliği, pazarcılık, garsonluk, ayakkabı boyacılığı ve daha sayısız işlerde gençliğimi törpüledimde bedel ödedim soframa koyduğum ekmek için. 

29 yıldır evli olduğum kadını kaçırdım da yuva kurdum. Yani aşkım içinde 3 yıl sürgün kaldım da bedel ödedim. 

Hasta kardeşimi sırtımda taşıdım hastaneye götürdüm de ağabey olmanın bedelini ödedim.

Annemi evladım gibi yıkadım leğenlerde. Altından aldım, sevdim ve evlat olmanın bedelini ödedim. 

Bedel ödemek dediniz ya; Şanlıurfa'nın kurtuluşu Mezopotamyanın son aristokratı, beyefendisi, tertemiz ve vizyonu, bilgi birikimi, entelektüel yapısı, şaibesiz geçmişi ile bu insandır demenin bedelini de ödedim. 

Ulan, inandığım insanı savunduğum için 7 yıldır ekmeğimle oynadınız. Ona gücünüz yetmedi ki kıçınız yemez; tüm kininizi bana akıttınız ve ben inandığım insan için bedel ödedim. 

Annemin ölüsüne bile saygı duymadınız kininizden. Gözaltılar, baskınlar, ekmeğime haince ve alçakça saldırılar, ödediğim bedelin ta kendisiydi. 

YAZMANIN BEDELİNİ ÖDEDİM! 

Ben gazeteci değil, yazarım dedikçe vurdular! Oysa ben bu şehirde satın alınan basın üzerinden garibanın sömürülmesini yazdım. 

Oysa ben, abdest almayı dahi bilmeyen, çilingir sofralarından, metreslerinin yatağundan kalkıp moklu kıçları, cenabet halleri ile camilere gidip dinimiz üzerinden bizi sömürenleri yazdım. 

SALİH EKİNCİ SENİNDE BEDELİNİ ÖDEDİM! 

Bundan 4 yıl öncesine kadar Ak Parti karşıtı ve siyasetle alakası dahi olmayan Viranşehir Belediye Başkanından özür dileyecekmişim. 

Hayırdır Salih Beg, beni Özşavlı'nın üzerine salıp ödettiğin bedel yetmedi mi sana? 

Neymiş efendim, iftira atmışım. Salih Beg, belediyede kaç Ekinci çalışıyor söylesene. 

Salih Ekinci, kaç dua biliyorsun söylesene. Hayatında kaç rekat namaz kıldın? Kime hangi dinden, imandan, dürüstlükten bahsediyorsun? 

Seni o makama oturtan 2 milletvekiline vefasızlık yapmak mıdır dürüstlük yoksa amcanın oğluna 4.000 yardım kolisi siparişi vermek mi? 

Salih Efendi, senin ilçe başkanın değilmiydi Ak Partililere hırsız ithamı ile twitler atan? 

Danışmanın HDP için övgüler dizmedi mi sarı, kırmızı, yeşil renkli sözlerle? 

Siz değil miydiniz ailece HDP üyesi olan? Şimdi söylesene Salih Beg, ne demek HDP parasını vermem demek. 

HDP'li olmak elbette ne suç, ne günah. Meseleyi başka yerlere çekmeyin. Lakin, Ak Parti'ye geçince HDP düşmanı ayağıyla vatan millet edebiyatı yapmakmıdır dürüstlük? 

Oğlu senin koruman, kızı ve eşi belediyeden maaş aldığı iddia edilen akraban bana küfür edecek ben de alkışlayacağım öyle mi? 

Not: Gazeteci iddiaları okurları ile paylaşandır. Ve sana dair iddiaların yabancılardan değil, yarısını beslerken dışladığın akrabalarından geldi bana. 

Yakıt ihalesi ekincilerde değil mi Salih Bey? 
Ak Parti meclis üyen sana ve yaptıklarınıza dayanamayıp istifa etmedi mi? Neden Ak parti genel merlezine istifayı bildirmedin? 

Eyüp Nebi eski belediye başkanı Mustafa Çiftçi senin gözlerinin içine baka baka 

-Peygamber türbesine alkollü gelme dedi mi, demedi mi? 

İlkokul mezunu dahi olmayan sözde basın müdürün bize küfredecek bizde alkışlayacağız öyle mi? 

Amca ve teyze çocuklarınla program yapacak, Viranşehir'i tanıtacağım. Sen çıkıp düşmanlarımı övdü diyeceksin. Viranşehir gençleri işsizlikten intihar ederken dünyanın en uzun sözde festivaline milyon harcayıp Viranşehir tanıtımına 25-30 bin ayırmayacak, bana düşmanlık yapacaksın Halil Özcan'a

Bak ben Ekrem Arpak'ın programına çıkmadım havası atmak için sonra çıkıp bıdı bıdı edeceksin. 

Bana ne senin aile içi husumetinden? 

Evet Salih Beg, Özşavlı ile aranızdaki sorunun bedelini bana ödettin. Özşavlı'nın senden istediğini iddia ettiğin milyonların sefasını kim sürdü halka anlatmadın. 

EVET ÜZGÜNÜM! 

Dün gece kahrımdan uyuyamadım zira ben hayatım boyunca bilerek hatta bilmeyerek sevdiğim, uğruna bedel ödediğim tek bir insana zara vermedim. Düşman kazandırmadım. 

Hayatım boyunca şüphelenecek bir duruşum olmadı şükürler olsun. 

İşte bu yüzden bundan kelli kendimi yakma kararı aldım! 

Ama ben yanarken benden çıkacak kıvılcımlar birçok kişiyi yakacak. Buyurun çullanın üzerime! 

Makamına bakmaksızın kimin neyi varsa yazacağım. Umurumda değil ödeyeceğim bedeller. 

Kimsenin adamı değilim, olmadım hiç. Ha, kardeş olmaya çalıştım doğrudur. Aslanlar gibi de oldum hem de en onurlusundan. 

Bir sonraki makalemde otel odasındaki siyesetçi oğlu ile devam edeceğim. İlaveten Viranşehir raporu çok yakında sizlerle buluşacak. 

Bakalım kim özür dilleyecek. 

Not: Dün 2 vekile istifa edecek mısınız sorusunu sormam bir siyasi etiğe vurgudan ibaretti. Bir ihanet, adam satma, düşman kazandırma değil. 

Ve ben güneşlerimizi çamura bulayanlarla yeni bir kavgaya başlıyorum. Yazacağım her satır geçmişte olduğu gibi sadece beni bağlar. 

Sakın aşiret büyüklerimi, dostlarımı aramayın. Bende hatır uğruna haksızlığa karşı susacak güç kalmadı artık. 

Sevgiyle

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.