ARTIK YETER DİYEN ANKET!

Yakın zamanda kaybettiğimiz Yeşilçam Sinemasının bıçkın ve yakışıklı jönü Cüneyt Arkın bir filminde  peşine düştüğü bir suçluya şöyle diyordu. 

-Onurlu babalar evlerine ekmek götüremezken, çocuklar  yarı aç uyurken fiyatları arttırmak için denize döktüğünüz sebze, meyveler; yoksul insanlar üşürken depoladığınız yakıtlardan kazandığınız kirli paralar sonrası nasıl uyuyorsunuz?

Milyonların sevgilisi merhum Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal ise birkaç soruyordu:
-Nedir Normal olan?

Hakikaten, hiç sordunuz mu kendinize; yaşamımızın ne kadarı normal artık?
Sadece bizi değil, tüm dünyayı büyük acıya sevk eden Kahramanmaraş Pazarcık merkez üssü depremleri sonrası herkeste bir normalleşme sözüdür gidiyor...

Peki, nedir normalleşme ve neye, kime göre?

Evleri başlarına yıkılan depremzedeler çadırlarda üşürken, sağ kalan evlatları yarı aç uyurken, ağır hastanelerde yatan bazı depremzedeler ölüme terk edilmişken ve aç, açıkta kalan vatandaşlarımız ​​​​​​kış ortasında tir tir titrerken AHBAP'a çadır satan KIZILAY sayesinde mi normalleşeceğiz?

Nedir normal olan Allah aşkına?

Depremde yaprak kımıldamayan Akçakale'ye gönderilen ve iddiaya göre siyasilerin yakınları tarafından hiç edilen 7 yardım tırrı mıdır normal olan?

Evet, 100 yılın en büyük felaketlerinden birisini yaşadık. Doğrudur, bu kadar geniş alana yayılan ve yıkıcı özelliği fazla bir depreme karşı koymak çok zor ve evet, çok ağır kayıpları telafi etmek mümkün değil ama hala enkaz altında çürümekte olan vatandaşlarımızın acılarını nasıl normalleştireceğiz?

Mesela merak ediyorum:

Bir futbol müsabakasında Bursaspor taraftarının açtığı beyaz toros ve yeşil kod adlı teröristin pankartlarını öven ve adeta faili meçhul cinayetleri sahiplenen siyasi parti liderini mi normal sayacağız?

Bizden olmayan ya FETÖCÜ'dür veya PKK'lı anlayışının hangi zehirli yanına sığınıp normale döneceğiz?

Mesela memleketimde adı türlü türlü şaibeye karışan isimlerin hala Ak Parti'de kendilerine yer bulmaları mıdır normal olan? Birden aklıma geldi diye yazıyorum. Neredeyse vatan haini ilan edilen BAE'ye sığınmış olan Sedat Peker'in seçim meydanlarında Doğu ve Güneydoğu halkı için: ''Sizi kanlarınızla boğacağız!'' Tehditlerini bile normal saydırdılar ya bize... Sahi neyi normal neyi anormal sayacağımız hakkında zerre fikriniz var mı? Daha da önemlisi, hür irade diye bir şey kaldı mı ortada? Bir olayın, meselenin normal veya anormal olduğuna bizim karar verdiğimizi mi sanıyorsunuz?

Mesela KIZILAY'ın şirket haline dönüştürülerek AFAD'ın devreye sokulmasının neresi normal? Peki ya KIZILAY ile AFAD yöneticilerinin o yönetici vasıflarını taşımayan, liyakat yoksunu siyasi yakınlarından oluşmasını hangi normallik ile ifade edeceğiz?

Mesela Viranşehir'i kendi akrabalarının makam cennetine çeviren, kendi seçmeninin köyüne Küçük İsrail diyen, gazetecileri ve halkı alenen aşağılayan milletvekilinin neresi normal de, ben ve biz normal davranalım?

Sevgili Dostlar;

Ülkede hiç bir şey normal değilken, böyle büyük bir felaketten hemen sonra normalleşme arayışına girmeyi anlamsız ve beyhude görüyorum ama biz gelelim yaklaşan genel seçimler öncesi Şanlıurfa siyasetinin hallerine ve o ankete...

GÜLPINAR FARK ATTI!

Şanlıurfa'da gazeteci kardeşimiz Mehmet Yetim'in yaptığı sosyal medya anketinde "Ak Parti'de kimi ağabey olarak görmek istersiniz? " Sorusuna yaklaşık 6.500 kullanıcı tercihini belli ederken, Gülpınar rakiplerine büyük fark attı. 

Eski Şanlıurfa Milletvekili SGK ve GTH Bakanı Faruk Çelik'in%16.9 Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin %12.2 ve Ak Parti Genel Başkan vekili Numan Kurtulmuş'un ise%16.6 tercih aldığı ankette Gülpınar %54.3 ile diğer üç ismin toplamından fazla oy aldı.
Hadi gelin Mehmet Kasım Gülpınar'ın üstelik ancak yabancı birilerinin eteklerine tutunarak varlıklarını iademe edebilen, yolsuzlukla, nepotizm ile, hırsızlıkla ayakta kalabilecek bazı zavallıların tüm algılarına rağmen bir şehirde bu denli büyük bir teveccüh görmesinin ne denli normal veya anormal olduğunu tartışalım.

Bugün Şanlıurfa'da kime sorsan ''Ak Parti'nin Urfa'da kaybettiği prestij ve oyları tekrar kazanmasını sağlayacak tek liderin Mehmet Kasım Gülpınar olduğunu söyler...''
Neden mi; çünkü Urfa halkı vekillik makam ve apolatini kısa yoldan zenginleşmek gören, liyakat, vizyon yoksunu isimlerden bıktı, usandı...

Çünkü Urfa halkı bazı siyasilerin riyakarlıklarından bıktı, usandı...
Çünkü Şanlıurfa halkı bazı siyasilerin başını çekti ve tıpkı Cüneyt Arkın'ın dediği gibi kirli para kazanma hırsı ile şehre dayattığı tefecilikten, nepotizmden, kaçakçılıktan bıktı, usandı...

Şanlıurfalılar özellikle son yıllarda neler görmedi ki?

Ağabeyinin, babasının bağ evlerine evine köylülerin hakkı olan asfaltı döşeten, kendi mevkidaşı ve belediye başkanlarını ahlaksızlık, FETÖCÜ'lük, yolsuzluk ve hırsızlık ama aynı zamanda alzhaimer olmakla itham eden; kardeşini Milli Eğitim Müdürlüğünde tüm kiriterlere aykırı olmasına rağmen müdür yardımcısı yapan, adı ucube petrol arazisi ve yine skandallarla dolu Eyüp Nebi Toki Evleri skandalına karışan Ak Parti il başkanı mı desem; köylüsünün parasını alıp vermeyen ve mahkemelik olan milletvekili mi?

Oğlu metropollerde hayat kadınları ile uyuşturucu kullanırken canlı yayın yapanından tutun da, metreslerine daira alan, belediyeleri ailesinin şahsi kurumu haline getiren belediye başkanları mı desem?

Velhasıl, Şanlıurfa siyaseti tarihinin en kirli ve en zorlu sürecini yaşamakta mamafih tüm bunlara rağmen bazı karekter bozuntusu, liyakat yoksunu, yabancı sevicilerin dışarıdan şehre ağabey getirme mücadeleleri devam ediyor.

Faruk Çelik gibi deneyimli ve uzun süre bakanlık yapmış bir ismi eleştirmek benim haddime değil ama ancak onun sayesinde bir baltaya sap olma hayaliyle yanıp tutuşan zavallıları izledikçe üzerlerine kusasım, arada yüzlerine tüküresim geliyor arkadaş...

Komşusu ölse taziyesine gitmez ama dondurmacı diye neredeyse teneke bağlayıp gönderdikleri Celalettin Güvenç'in merhum kardeşi üzerinden siyaset yaparak onu tekrar şehre getirmek için kıçını yırtan aç gözlü çiyanları gördükçe ağzımda biriken tüm küfürleri yüzlerine yüzlerine vurasım geliyor.

Dışarıdan ağabey arayışı öyle iğrenç ve saçma bir hale geldi ki, yalvarmadıkları kimse kalmadı neredeyse. 

Buradan açık ve net ifade ediyorum ki; Ak Parti kurmayları Şanlıurfa'yı kaybetmenin eşiğindedir ve bu eşiğe gelinmesine sebep olan isimleri derhal elemelidir. Aksi halde ağır bir yenilgi yaşanacak ve Ak Parti bırakın kale olmayı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kaybedilmesine vesile olan köprü olacaktır.

Ak Parti kuruluş ayarlarına geri dönecek ve yeniden yapılanarak güçlü şekilde yürümeye devam edecekse işte o anket Şanlıurfa'da kiminle olacağını işaret etmiştir...
Şanlıurfa Halkı hırsızlara, vizyonsuz, cahil, liyakat yoksunu tefecilere YETER ARTIK diyerek gidecek sandık başına.

Anket, Mehmet Kasım Gülpınar'ın YETER ARTIK denen noktaya gelen yarayı tedavi etme ve yeniden ayağa kalkmak için tek isim olduğunu göstermiştir.

Nokta