EN ÜST SINIRDAN CEZA!
Balıkesir'de kurye olarak çalışan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman'ın bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin davada karar çıktı.
Balıkesir'de kurye olarak çalışan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman'ın bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin davada karar çıktı.
Balıkesir'de motokurye olarak çalışan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman'ı bıçaklayarak öldüren Erdoğan Özdemir'e önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Ancak sanığın 17 yaşında olduğu göz önünde bulundurularak cezası en üst sınır olan 24 yıla düşürüldü. Azmettiricilikle suçlanan sanığın baba Orhan Özdemir ise beraat etti.
Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Erdoğan Özdemir ile babası Orhan Özdemir, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Maktul Ata Emre Akman'ın babası emekli Albay Erol Akman, annesi Zuhal Akman, bazı dernek ve siyasi parti temsilcileri ile taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.
"ASLAN GİBİ OĞLU VAR"
Duruşmada, bulunduğu cezaevinden tanık olarak dinlenen Kurtuluş Şen, olaydan önce evine gelen sanık Orhan Özdemir'in Sultan D'nin evini kastederek, "Eve bir hamle olmayacak, ne olacaksa o kapının önünde olacak. Aslan gibi evlat yetiştirdim, oğlum her zamanda arkamda." gibi ifadeler kullandığını anlattı.
Orhan Özdemir ise tanığın yalan söylediğini ileri sürdü.
"OĞLUMU DEĞİL BAŞKASINI KULLANIRDIM"
Maktulün annesi Zuhal Akman, sanık ve oğlunun beyanlarının her aşamada çeliştiğini vurgulayarak, "Sadece Ata Emre değil, burada başkaca Ata Emre'lerin de hayatlarına dokunacak hem hukuki hem de vicdani bir karar verilmesini talep ediyorum." dedi.
Baba Erol Akman da olaylarla hiçbir ilgisi olmayan, Anneler Günü'nde annesinin doğum gününü kutlamak isteyen bir çocuğun yaşam hakkının elinden alındığını ifade etti.
Baba Akman, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi. Ata Emre Akman'ın annesi ve babasının konuşmaları sırasında salonda bulunanlar gözyaşlarına hakim olamadı.
Avukatların dinlenmesinin ardından tekrar söz verilen Orhan Özdemir, azmettirme iddiasına ilişkin, böyle bir olay gerçekleştirecek olsa kendi oğlunu değil, çevresinde bulunan başkaca kişileri kullanabileceğini dile getirdi.
EN ÜST SINIRDAN CEZA VERİLDİ...
Sanık Erdoğan Özdemir de babasının kendisini azmettirmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını savundu.
Kararını açıklayan mahkeme heyetince, sanık Erdoğan Özdemir'e "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, sanığın 18 yaşından küçük olması nedeniyle en üst sınır olan 24 yıl hapse mahkum edilmesi kararlaştırıldı.
Sanık Erdoğan Özdemir, ayrıca "ruhsatsız silah, bıçak, mermi bulundurma veya taşıma" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. Sanığın yaşının küçük olması nedeniyle 8 aya indirilen ceza, adli para cezasına çevrildi.
Mahkeme heyeti, oğlunu azmettirdiği iddiasıyla yargılanan Orhan Özdemir'nün ise beraatına ve tahliyesine karar verdi.
"BERAAT ETMESİNDEN ÜZGÜNÜZ"
Akman ailesinin avukatlarından Özden Başak, “Bir önceki duruşma çıkışında da söylemiştim. Bu canilere verilecek hiçbir ceza bizim kaybımızı geri getirmiyor. Sayın mahkemenin katil hakkında herhangi bir indirim uygulamadan en üst hattan ceza vermesi bir hukukçu olarak bu mevcut konjonktürde bizi tatmin ediyor. Fakat azmettiren olduğu çok ortada olan birinin beraat etmesinden dolayı çok üzgünüz. Bununla alakalı hukuk mücadelemiz sonuna kadar devam edecek" dedi.
"DAĞ FARE DOĞURMUŞTUR"
Akman ailesinin avukatlarında İbrahim Erenci ise öfkeyle ve hamasetle konuşmadığını ancak bu kararı asla ve zinhar kabul etmediklerini belirtti. Bu davayla ilgili gidilebilecek her yere aileyle gideceklerini kaydeden Avukat Erenci, şunları söyledi:
* "Bunun için de Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı, Adalet Komisyonu Başkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Öyle bir şey düşünün ki evden çıkıyorsunuz ve hiç tanımadığınız, oturup bir bardak çay bile içmeyeceğiniz biri gelip sizi 25 bıçak darbesiyle öldürüyor ve buna azmettirdiği açık olan bir baba var. 24 yıl katile ceza veriliyor ve bu 24 yılda muhtemelen benim hukuki bilgimle konuşuyorum. İstinafta 12 yıldan fazla verilemez diyerek bozup gönderilecek. Bu kararı kabul etmemiz mümkün değil.
* Sayın mahkemeye duruşma esnasında da hukuk yaratmaları gerektiğini söyledim. Ama maalesef bu mümkün olmadı. Heyet sabırla herkesi dinledi ama verdiği karar amiyane olacak ama daha fare doğurmuştur. Böyle bir karar olmaz. Bu karar kabul edilebilir bir karar değildir. Bu karar kim ne derse desin bizim bir hukuk devleti olmaktan çok kanun devleti olduğumuzun delili sayılıyor. 'Kanun böyle diyor, yapacak bir şey yok' şeklindeki bir gerekçeyi asla ve zinhar kabul etmiyoruz."
"AZMETTİRME İÇİN NE İSTENİYOR?"
Avukat Erenci şöyle devam etti:
* "Mahkeme heyeti, azmettirme konusunda yaklaşık 11 tanık dinlendi. Hepsi aynı cümleleri kullandı. Ve azmettirdiği çocuğu, 'Ben bir çocuk yetiştirdim. Ben mermi gibi bir çocuk yetiştirdim. O evin önünde bir olay yapacağım. Bütün Balıkesir bunu duyacak' dediğini tanıklar belirtmiş olmasına rağmen, daha ne isteniyor? Eldeki mevcut delil durumuna göre azmettirmenin sabit olduğu, sübut kazandığını düşünüyoruz. Bu konuda mahkemenin değerlendirmesine bu yönüyle katılmıyoruz. İlk duruşmadan 1 gün önce, baba-oğul 10 dakika 33 saniye görüşüyorlar cezaevinden cezaevine. Ne konuştular sizce? Firma kontrolünde olduğu için telefon görüşmeleri kayıt alınamamışmış. İçeriğini bilmiyoruz yani. Biz biliyoruz. İçeriği ne olabilir? Şunu söyle. Bunu söyleme. Mahkemede pişmanız bile demediler. Üzgünüz bile demediler. Sonuna kadar gideceğiz."
Ata Emre Akman'ın babası Erol Akman da hukuk mücadelesine devam edeceklerini belirtip, "Bütün tanıkların ifadesi dikkate alınmaksızın 'Azmettirmeyle ilgili yeterli kanıt bulunamamıştır' diyerek sanığın beraatine karar verilmesini gönlüm, yüreğim, ciğerim kabul etmiyor. Tahmin ediyorum benimle beraber bütün Türk halkı da bunu kabul etmeyecektir. O nedenle kabul etmediğimiz bu konuyla ilgili avukatımızın da söylemiş olduğu gibi, bugüne kadar fedakarlık yapmakla geçti ömrümüz, bundan sonra da bu dava için her türlü fedakarlık yapmaya devam edeceğiz" dedi.
"CEZA İNFAZ YASASI DERHAL DEĞİŞMELİ"
Ata Emre Akman'ın annesi Zuhal Akman ise duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Anne Akman, "Kameralar sadece beni görüyor Ata'ya bakın. Ata her yerde. Hepinizin gözünün içinde. Ata her yerde. Mahkeme heyetine teşekkür ediyorum. Gerekçeli kararı Adalet Bakanlığı'na ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonu'na gönderdi. Yani onlar da bu kararı vermekten mutlu değil. Vicdanen azap çekiyorlar. Ceza, infaz, yasaları derhal değişmeli. Burada anayasal bir suç işleniyor. Suçu ve suçluyu övmek. Suç cinayet, suçluya verilen bu ceza, azmettiriciye verilen bu ceza da suçluyu övmektir. Bu sadece insanlara karşı değil, bu Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı işlenmiş bir suçtur. Bu ülkede azmettiricilik bir suçtur. Can almak suçtur, katillik suçtur. Ata her yerde. Atayı görüyorsunuz. Daha Ata'yı çok göreceksiniz. AYM'de göreceksiniz. AHİM'de göreceksiniz. Dünyanın her yerinde göreceksiniz. Çünkü Ata'nın sadece Türkiye'de sevenleri yok. Sevmek yürektedir. Ve herkeste görüyorum ki, gördüğüm ya da görmediğim herkeste yürek var."
"UMARIM İSTİNAF MAHKEMESİNDE GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILIR"
Akman Ailesi'ne destek için duruşmayı takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu da duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, şunları belirtti:
* "Açıkça söylemek gerekirse şahsi görüşüm verilen kararın kamuoyunu tatmin etmediği yönünde. Her ne kadar hapis cezası alsa da azmettirdiği düşünülen babasının beraat etmesi, daha doğrusu tahliye edilmesi kamu vicdanını yaralamıştır. Bütün duruşma süresince özellikle bugünkü celsede hem yürekleri parçalayan manzaralara, hem de sanıkların ifadelerinde nefret ve acı duygularını yaşadık. Umarım gerekli yasal düzenlemeler yapılarak kolluk kuvvetlerimiz, gerekli önleyici tedbirleri alarak, bu tip cinayetlerin bundan sonra tekrarlanmasını önleyecek, sokaklarımızda gençlerimizin, kadınlarımızın serbest bir şekilde dolaşmasına imkan tanınacak.
* Bir olay düşünün ki, sanıklar tarafından kesinlikle tanınmayan Ata Emre Akman sadece kendi bütçesine katkı sağlamak için bir restoran zincirinde çalışıyor, motokurye olarak çalışıyor, siparişi götürüyor ve evin önünde hiç tanımadığı bir kişi tarafından hunharca 25 bıçak darbesiyle katlediliyor. Bu dava bence bundan sonraki süreçte bir emsal olmalıydı. Fakat bu emsal, bu caydırcılık birinci derece mahkeme tarafından yerine getirilemedi. Umarım istinaf mahkemesinde gerekli düzenlemeler yapılır, adalet tecelli eder."
NE OLMUŞTU?
Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 5 gün önce motokurye olarak çalışmaya başladığı firmaya sipariş edilen pizzayı teslim için 11 Mayıs'ta Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokağı'na gitmişti.
Pizzayı verdikten sonra sokağa park ettiği motosikletine doğru yürüyen Akman'ın yanına gelen E.Ö, üniversite öğrencisine bıçakla saldırmıştı. Akman olay yerinde hayatını kaybetmiş, kaçan E.Ö. polislerce yakalanmasının ardından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, katil zanlısı E.Ö'nün "tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.
Sanık hakkında yaşının 18'den küçük olması nedeniyle "Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 14 yıldan 20 yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 9 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" maddesinin uygulanması talebinde bulunuluyordu
İddianamede, Orhan Ö'nün ise "tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması ve alt soy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hali nedeniyle cezasının artırılması talep ediliyordu.
KAYNAK: SÖZCÜ.COM
FACEBOOK YORUMLAR