İT DAİMA ÜRÜR SORUN YOK!
İT ÜRÜDÜ SORUN DEĞİL!
Atalarımız zaman zaman duruma, şartlara ve günlük çıkara göre birbiri ile çelişen sözler kullanmış olsalar da taşı özenle kediğine koydukları harika sözleri de tarihe not düşmüşlerdir. "İt ürür, kervan yürür" Bunlardan en çarpıcı olanlarından birisidir.
Tarih, itler ürüdü diye yolundan dönen bir kervan hikayesini not düşmemiştir tozlu sayfalarına ve kervanlar daima yürümüşlerdir.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar son olarak şefaflık politikasına dil uzatan bazı hadsizlere kura ile işçi alımında cevap verdi.
Azınlık ve art niyetli bir kesimin başta işçi alımı olmak üzere 31 Mart'tan beridir Gülpınar adaleti ile herkesi kucaklayan, vizyonu ile Şanlıurfa'yı önce ulusal sonra da uluslararası mecrada hak ettiği prestijiye kavuşturma noktasına güvenli, kararlı adımlarla yürümekte olan Kasım Başkan ve ekibine yönelik iftira, karalama dolu algıları bu kervanı durdurmayacak...
Mehmet Kasım Gülpınar'ın vizyonu ile aydınlanmış, adaleti ile çelik gibi bir cesarete ve insan olmanın onuru ile atan bir vicdana sahip olan bu ekip bu şehri on yıllardır içine düşürüldüğü torpil, israf, adrese teslim ihaleler, rant ve nepotizm bataklığını dibine kadar kurutmaya yemin etmiştir ve kurutacaktır.
Kırsal ilçelerimiz Suruç, Halfeti, Viranşehir, Birecik, Siverek, Ceylanpınar, Bozova, Hilvan, Harran, Akçakale tarihin en büyük asfalf yol ve su arıtma tesilerine bir bir kavuşmanın mutluluşunu yaşıyorlar.
On yıllardır her seçimde söz verilen ama tutulmayan raylı sistem, söz vermediği halde Başkan Mehmet Kasım Gülpınar önderliğinde start aşamasına gelmiştir.
Başkan Gülpınar önce kendinden önceki hırsızları temizlemiş, kendi döneminde buna yeltenenlerin gözyaşlarına bakmadan göndermiştir.
Hırsızlığın ve rant çarkının kırılması ile on milyonlarca lirayı aşan tasarruf sağlanmış ve bu paralar yatırım amaçlı kullanılmıştır.
Her canlı fıtratında ne varsa öyle davranacaktır. Bu doğanın bir gerçeğidir. İt havlar, yılan ısırır, akrep sokar, kedi tırmalar... Bu dört hayvanın saldırı anlarına baktığınızda hepsinin ortak bir özelliği vardır. Kendilerini tehlikede gördüklerinde ve köşeye sıkıştıklarında saldırganlaşırlar.
Gülpınar ve ekibinin hakka, hukuka, adalete ve çağa uygun yarınlarda modern, bereket dolu bir Şanlıurfa'ya doğru yol almış görkemli bir kervan haline gelmesi elbette yaşamlarını ancak rüşvet, yolsuzluk ve yalakalık üzerinden idame eden birilerinin çemkirmelerine sebep olacaktı.
Dikkat ederseniz özellikle sosyal medya da havlayan fake hesaplar üzerinden akıtıyorlar zehirlerini çünkü bu malum kesim artık güvende değiller...
1- Torpille işe giremiyorlar.
2- Gazeteci kimliği veya trol hesaplar üzerinden belediyeyi haraca kesemiyorlar.
3- Yapmadıkları hizmet, iş ve projeler üzerinden bol sıfırlı fatura kesemiyorlar.
4- Her yıl eşini, annesini, babasını kanser gösterip milyonlar alamıyorlar.
5- Halk ekmeği üzerinden 120 milyon çalamıyorlar.
6- İşe gelmeden maaş alamıyorlar.
7- Karılarına, kızlarına, oğullarına, metreslerine makam aracı alamıyorlar.
8- 31 Mart'ta belediyelerin kasalarından satın aldıkları basına, ekonomik güce rağmen seçimi kaybetmeyi hazmedemiyorlar.
Ve bunların bir diğer ortak özellikleri de birer zavallı korkak olmalarıdır.
Teki bile gerçek kimliği ile gazete veya sosyal medya mecralarında eleştiri yapacak yüreğe sahip değildir.
Yakalandıklarında it gibi yalvarır, özür dilerler. Bu hiç değişmez.
Ellerinde tek bir bilgi, belge olmadan, kapılarında kemikle beslendikleri ağa babalarının kendilerine gönderdiği iftiraları paylaşırlar.
Böyle davranmanın sadece korkaklık değil, aynı zamanda hukuki suç ve alçaklık, namussuzluk olduğunu bile bile yaparlar çünkü yaşamlarının tek bir anında alın teri ile para kazanamayan birer şerefsizdirler.
Yakın zamanda İstanbul'daydım. Yani siber suçlar ekiplerinin fake sayfaları kolayca bulduğu şehirdeydim. İkisini tespit ettiler. Sırada 4 tane var ki eli kulağında.
Bu şehirde bulunamaz denilen El Profesör, Türkiye de ise Fuat Avni'nin bile yakalandığını unuttular.
Unuttukları bir şey daha vardı. Bizim için sorun yok. İt ürür biz yürürüz ve her defasında o itlerden birileri ile yüzleştiğimizde sahiplerini satarlar.
Sözün özü; it ürür, kervan yürür, sorun yok.
Bu kervanın ayak izleri Amerika'da Şanlıurfa'yı dünyaya anlatıyor.
Bu kervanın ayak izleri 13 ilçeye eşit hizmet ile yüzleri güldürüyor.
Bu kervanın ayak izleri hırsıza, nepotiste, rantçıya göz açtırmıyor.
Bu kervanın ayak izleri UNESCO'nun ve dünyanın gözlerini Şanlıurfa'ya çevirdi.
Bu kervanın ayak izleri tüm ülkede en şefaf yönetilen Büyükşehir Belediyesinin taklit edilmesine kadar vardı.
Sorun yok evet, itler ürüdükçe bu kervan bu şehri hak ettiği aydınlık yarınlara daha güçlü taşıyacaktır.
Not: Sözüm, eleştirilerini sosyal medyada veya yayın organları üzerinden kendi kimlikleri ile dile getiren; eleştirilerinde vizyonel projeler olan ve Şanlıurfa aşkı ile iftira atmak yerine öermeleri ile yol gösterici olan güzel insanlara değil elbet.
Olumlu veya olumsuz eleştirilerin tüm yaşamımız üzerinde yol gösterici ve önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu biliyor, büyük saygı duyuyorum lakin fake hesaplardan iftira atanlar benim için kervanların ardından havlayan yaratıklardan farkları yoktur ve sözüm onlaradır.
Varsa aralarında eleştirisini gerçek kimliği ile yapacak, iddialarını ispat edecek bir babayiğit buyursun, bu şehir için adam gibi yapsın. Biz de alkışlar, iddialarına cevap veririz.
Ben dahil, elinizde ne belge varsa Büyükşehir Belediyesi Başkanımıza getirmeyen de namerttir. İddilarınızın gerçekliği varsa emin olun gereken de yapılacaktır ama fake hesaplardan iftira atmanız sanmayın ki sonsuza kadar sürer...